15 Temmuz

 

10 Soruda FETÖ

 

 

 

“Bu Seçim, İlk Defa Gri Tonların Olmadığı; Her Şeyin Siyah ve Beyaz Olarak Ayrıldığı Bir Seçim Olacak”

06.06.2015
“Bu Seçim, İlk Defa Gri Tonların Olmadığı; Her Şeyin Siyah ve Beyaz Olarak Ayrıldığı Bir Seçim Olacak”

Ardahan’a bir ziyarette bulunarak halka hitaben bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Pazar günü Türkiye’nin bir kez daha iradesine sahip çıkacağına inanıyorum. Türkiye, bu tümseği Allah'ın izniyle geçecektir. Bunu ben söylemiyorum, millî irade söylüyor. İnşallah millet olarak bu imtihanı da başarıyla geçecek, 2023 hedeflerimiz, 2071 vizyonumuz doğrultusunda yürümeye devam edeceğiz" dedi.

Ardahan PTT Kavşağında gerçekleşen etkinlikte halka hitaben yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ardahan’ın tüm ilçelerindeki, köylerindeki insanlara sevgilerini yolladığını ifade ederek, son olarak, 2011 yılı başında Ardahan’a geldiğini hatırlattı ve bugün özlem gidererek, hasbihal edeceklerini anlattı.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ardahan’ın, birliğin, beraberliğin, kardeşliğin kıymetini iyi bilen bir şehir olduğunu ifade ederek, “Ardahan’ı anlamayan, Türkiye’yi de anlayamaz. Biz, bu yolda “Yaratılanı Yaratandan ötürü sevdik” ve bu anlayışla yola çıktık, 78 milyon içinde ayrım yapmadık.  Türkiye’nin her bir yerinde tek bir karış vatan toprağı yoktur ki bizim hizmetlerimizden faydalanmamış olsun. Cumhuriyet döneminde yapılanların tamamını 3’e, 5’e, 10’a katlayan hizmetlerle, bu ülkenin insanını geleceğe biz hazırladık, hala da hazırlıyoruz” dedi.


“ARDAHAN'I SADECE PLAKA SAHİBİ OLAN BİR İL DEĞİL GERÇEK BİR İL YAPTIK”

Ardahan'ı sadece plaka sahibi olan bir il değil gerçek bir il yaptıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ulaştırmada 1 katrilyon 100 trilyon, enerji ve tabii kaynaklarda 266 trilyon, İller Bankası’nın altyapı hizmetlerine 266 trilyon, gıda tarım ve hayvancılık alanında 265 trilyon, aile ve sosyal politikalar alanında 196 trilyon, eğitimde 171 trilyon, çevre ve şehircilik alanında 191 trilyon, sağlıkta 138 trilyon yatırım gerçekleştirildiğini ifade etti.

Ardahan’a diğer alanlarla yapılan toplam yatırım ve hizmet bedelinin 3 katrilyon 100 trilyona ulaştığını, yapılan hizmetleri anlayamayanların bulunabileceğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunu anlamayanlar olabilir, anlamak istemeyenler de olabilir. Fakat biz ‘at denize balık bilmezse Halik bilir’ dedik" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan 10 yıl önce Ardahan’da üniversite olacağı söylendiğinde buna kimsenin inanmayacağını belirterek, "Ardahan bir zamanlar Kars'ın ilçesiydi" diye konuştu.

“ARTIK DÜNYANIN HER KÖŞESİNDE KARDEŞLERİNE SAHİP ÇIKAN BİR TÜRKİYE VAR”

Bugün artık dünyanın her köşesinde kardeşlerine sahip çıkan bir Türkiye bulunduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bilhassa gerçekten sıkıntı içindeki Ahıska Türklerinin derdine derman olmak üzere çalışma yürütüyoruz. Dünyanın 9 ayrı ülkesinde 500 bin civarında Ahıska Türk'ü kardeşimiz yaşıyor. Biz son 10 yılda bunlardan 24 binine vatandaşlık verdik. Ülkemize yerleşmelerini sağladık. Bizden önceki 10 yılda bu rakam 5 binin altındaydı. Şimdi de Ukrayna’daki iç savaştan dolayı yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalan 677 aileyi ülkemize getiriyoruz. Bu bölgede TOKİ’nin tamamlanmak üzere olan konutlarından kendilerine tahsis yaparak iskânlarını temin edeceğiz. Gittiğim her yerde Ahıskalı kardeşlerimle görüşüyor ve dertlerini, sıkıntılarını yakından takip ediyorum. Bundan sonra da Ukrayna'dan gelenlerin iskânı başta olmak üzere Ahıskalı kardeşlerimin meselelerini bizzat takip etmeyi sürdüreceğim” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yarın tarihinin en önemli seçimlerinden birini yaşayacağını vurgulayarak, şunları söyledi: "Bu seçim ilk defa gri tonların yok olduğu, her şeyin siyah ve beyaz olarak ikiye ayrıldığı bir seçim olacak. Seçimin taraflarına baktığınız zaman bu manzarayı çok açık şekilde görmemiz mümkün. Bir tarafta yeni Türkiye var, diğer tarafta tüm parti ve örgütleriyle, yerli yabancı medyasıyla eski Türkiye var."

“MİLLETİN TARAFINDAYIM”

Türkiye’nin seçimle iş başına gelmiş cumhurbaşkanı olarak safının milletin yanı ve safında olacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle söyledi, "Milletime doğruları anlatmak için meydandayım, gerçekleri göstermek için meydanlardayım ki benim cumhurbaşkanı olarak görevim. Çünkü kurusıkı atıyorlar. Bunlara 5 koyun versen kaybeder gelirler" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milli geliri 230 milyar dolardan 800 milyar dolara çıkardıklarını belirtti. DSP, MHP ve ANAP koalisyonunun IMF’den 23,5 milyar dolar borç aldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu borcun Başbakanlığı döneminde ödendiğini, borcu ödedikten sonra IMF’nin borç istediğini belirterek şöyle söyledi: "Veren el alan elden üstündür” dedik, imzaladık. 5 milyar dolar borç. Güçlü Türkiye’yi böyle kurduk."

“MERKEZ BANKASI’NIN KASASINDAKİ 27,5 MİLYAR DOLAR, 122 MİLYAR DOLARA ÇIKTI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkez Bankası’nın kasasında 27,5 milyar doların kendi dönemlerinde 122 milyar dolara çıktığını ifade ederek, "Buralara durup dururken gelmedik. Yola çıkarken ‘3Y ile mücadele’ dedik. ‘Yoksulluk, yolsuzluk, yasaklar’ ve bunu başararak bugünlere geldik" dedi. O dönemde,  memur ve işçilerin zorunlu tasarruf adı altında maaşlarından kesinti yapıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Başbakan oldum masama bu geldi. Devletin memuruna, işçisine borcu neydi biliyor musunuz? 15 katrilyon. Kim ödedi? Biz ödedik. Bir de ‘KEY’ diyorlardı hatırlıyor musunuz? Memura, işçiye dediler ki ‘Sizi ev sahibi yapacağız’. Kestiler 3.5 katrilyon. Ne ev var ne bir şey. Ödenmedi. Biz geldik o 3,5 katrilyonu da ödedik. Ne yaptı 18,5 katrilyon. Burada şu CHP’nin geçmişi de var, onlar da bu işin içindeydi. Hepsi bu günaha ortaktı. Fakat biz bunları temizleye temizleye buralara geldik" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, SSK'nın başında olduğu 6 yılı, hastanelerin halini iyi bildiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kars'ta, Ardahan'da o dönem doğru düzgün hastane bile olmadığını kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, buraları hastane sahibi yaptıklarına işaret ederek, "Şimdi istediğin hastaneye gidiyor musun? İstediğin eczaneden ilacını alıyor musun? İnsana değer veren bir hükümet ve devlet var, bu bir görev, bu görev yerine geldi" dedi.

“ARTIK BU MİLLETİN GERÇEK EVLATLARI BU ÜLKEDE YÖNETİME SAHİP”

Yarın sandık başına gidileceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan3, "Ben inanıyorum ki vatandaşlarımın sorumluluğu çok ağır ve bunun gereğini de yapacak" dedi.

Bir İngiliz gazetesinin yarınki seçimle ilgili, "Tam batılılaşmamış, yoksul Müslümanların kendi ülkelerini yönetmelerine izin verilemez" yazdığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu, "Sen kimsin ya? Sen kimsin, terbiyesiz. Haddini bil. Ne zamandan beri size böyle bir yetki verildi? Türkiye artık mandaların egemen olduğu bir Türkiye değil. O tarih oldu. Artık bu milletin gerçek evlatları bu ülkede yönetime sahip. İşte IMF dedim ya, IMF'nin başındaki adamla son Davos gidişimde görüşme yapıyorum ve Davos gidişimde kendisine dedim ki, 'Siz bize para mı verdiniz, yoksa başka bir şey mi?'. 'Para verdik'. 'Sen paranı borç takviminin ödenmesiyle ilgili süreçte alırsın. Biz size bu parayı öderiz' dedim. Biz, Yunanistan gibi 'ödemeyiz' demiyoruz. Öderiz. Ama 'Bize emir vermeye kalkmayın. Bize emir veremezsiniz' dedim. Zaten o IMF'nın başkanı da fazla kalamadı orada, o gitti ve biz parayı da ödedik. 23,5 milyar bitti. Biz buyuz. Bu millet sıradan bir millet değil" dedi.

Konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz. Gelmişiz dünyaya 'millet, milliyet nedir' öğretmişiz. Biz öyle bir milletiz" diyerek şunları kaydetti: "Bu millete bu tür bir oyun oynanır mı? Ama maalesef aciz yöneticiler sayesinde bu oyunlar oynandı. Geçmişte de Türkiye için 'Kendi başına bırakılamayacak kadar önemli ülke' diyorlardı. 'Türkiye, Türklere bırakılamayacak kadar önemli bir ülke' diyorlardı. Şimdi de bizim kendi ülkemizi yönetmemize izin vermeyeceklerini söylüyorlar. Hem de eğip bükmeden, açıkça söylüyorlar. İşte bunun için 12 yıldır milli irade vurgusu yapıyoruz. Yani bu ülkeyi sen yöneteceksin, sen. Benim Ardahanlı kardeşim yönetecek. Başkaları değil. 12 yıldır Türkiye'yi ekonomisiyle, demokrasisiyle, bağımsız bir ülke haline getirmenin mücadelesini verdik. İhracatımız 36 milyar dolardı, şimdi 160 milyar dolar. Nereden nereye geldi."

“TANKINI, İNSANSIZ HAVA ARACINI, SİLAHINI VE GEMİSİNİ YAPAN BİR TÜRKİYE VAR”

Artık tankını, insansız hava aracını, silahını, gemisini yapan bir Türkiye'nin olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kendimizi yönetmemize izin vermeyeceklerini söylemekle kalmıyorlar. Bir şey daha söylüyor. Utanmadan yazıyorlar bunları. (Eğer Erdoğan pazar günü istediğini alırsa durdurulamaz olacak) diyorlar. Hale bak. Erdoğan diyerek sanmayın ki benim şahsımı kastediyorlar. Asıl durdurulamaz dedikleri Türkiye. Buradaki amacı da bir başka ülkedeki gazete ifade ediyor. O da bir Alman gazetesi. İstanbul'daki 3. havalimanının temelini attık ya. Bunlar kudurdu” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, üçüncü havalimanının maliyetinin 12 milyar avro olduğunu ve yılda 150 milyon yolcunun gidip geleceğini, havalimanının kiralayan firma tarafından 25 yıl işletileceğini, 25 yılda 22 milyar avro kira ödeyeceklerini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hem yapacak hem de 22 milyar avro kira ödeyecek. İş bilenin, kılıç kuşananın. Böyle kurusıkı atmakla bu iş olmuyor. İşte gelmiş Kars'a, Kılıçdaroğlu orada konuşuyor. 'Et-Balık Kurumunu kaldıracağım, Et-Süt Kurumu yapacağım' diyor. Yahu Başbakanlığım dönemimde biz onu, Et-Süt Kurumu yaptık zaten. Haberi yok, haberi. Hala uçuyor. Kalkmış, terör örgütünün arkasında olduğu ve Sayın Kılıçdaroğlu, hepsi de 'Üniversite harçlarını kaldıracağız' diyorlar. Yahu üniversite harçlarını biz zaten kaldırdık. Başbakanlığım dönemimde kaldırdık. Bunlar geriden geliyor. Bunlar nal topluyor nal. Durumları bu. Bunlardan yönetici olmaz" dedi.

“NEREDE BİR MAZLUM VARSA BİZ ORADAYIZ”

Marmaray'ın açılışından bu yana 18 ay geçtiğini ve bu sürede 75 milyon yolcunun taşındığı bilgisini paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dedemiz Fatih, gemileri karadan yürüttü. Biz de 'Ey dedem Fatih. Sen gemileri karadan yürüttün, biz de denizin altında raylı sistemi yürütüyoruz.' 'Olmaz' dediler. Biz yaptık" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, boğazın üzerine Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün inşa edildiğini ve dünyanın en geniş köprüsü olacağını hatırlatarak, konuşmasına şöyle devam etti: "Düşünebiliyor musunuz? Nereden nerelere geliyoruz ve bunu da üçüncü havalimanıyla birleştiriyoruz. Marmaray'ın güneyinden, denizin altından bir tünel daha yapıyoruz, iki katlı. Oradan da arabalar geçecek. O da 2017'de bitiyor. Ben, '-cek, -cak' ile konuşmuyorum. 'Şunu yaptık, şunu yapıyoruz' diye konuşuyorum. Önemli projelerimizi kastederek, 'Bunların büyüme değil, Türkiye'yi gerçeklerden uzaklaştırma işlevi gördüğünü' öne sürüyor, Alman. Diğer gazetenin ifade ettiği, 'Kendi kendini yöneten, kendi istikametini kendi belirleyen, kendi kararlarını kendi alan, kendisiyle birlikte tüm kardeşlerine el uzatan Türkiye', bunları rahatsız ediyor. Şu anda Türkiye'nin eli Balkanlar'da, Filistin'de, Suriye'de, Irak'ta, Libya'da, Orta Asya'da. Bunları rahatsız ediyor. Türkiye'nin eli Myanmar'da, Açe'de. Niye? Nerede bir mazlum varsa biz oradayız” dedi.

“NEW YORK TİMES DENEN GAZETE 1896'DA SULTAN ABDÜLHAMİT'E DE SALDIRIYORDU”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerika'da yayımlanan New York Times gazetesinin Türkiye'ye ilişkin geçmiş tarihli haberlerini hatırlatarak, "Amerika'da yayımlanan 'New York Times' denen bir gazete 1896'da Sultan Abdülhamit'e saldırıyordu. 1960'ta aynı gazete Menderes'e saldırıyordu. 1993'te Özal'a kin kusuyordu. Şimdi aynı gazete bana kin kusuyor. Bakın bu dört ismin içerisinde bu millete ihanet eden var mı? Sultan Abdülhamit'in ihaneti mi var? Menderes'in ihaneti mi var? Özal'ın ihaneti mi var? Benim de 12 yıllık başbakanlığım ortada... Halep oradaysa, arşın burada. Yaptıklarımız ortada" dedi.

Göreve geldiklerinde 25 olan havalimanı sayısını 55'e çıkardıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Nereden, nereye geldik. Bunlar durup dururken olmadı. Birileri soydu soğana çevirdi, biz eser ortaya koyduk. Ne güzel söylüyor Ziya Paşa, ‘Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri’" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'de bu muhalefetin ürettiği yalanları, tüm dünya kamuoyunu bizzat düşman etmek için kullanan bu gazete de aynı amaca hizmet ediyor" dedi.

“BENİM ŞAHSIM ÜZERİMDEN TÜRKİYE'Yİ HEDEF ALIYORLAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunların patronları belli, maalesef Yahudi sermayesi. Bir başka dergi de bizi, yani Türkiye'yi durdurmanın yolunun eş başkanların partisini desteklemekten geçtiğini yazıyor. Bir kez daha ifade ediyorum, bunların hiçbirinin asıl derdi şahsım değil. Benim üzerimden Türkiye'yi hedef alıyorlar. Ana muhalefetle bölücü örgütün güdümündeki parti, milliyetçi olduğu iddiasındaki partiyle Pensilvanya'daki ihanet şebekesini bir araya getirenin ne olduğunu görüyor musunuz? Ardahan, yarın sandıkta bu oyuna 'dur' diyecek mi? Türkiye, yarın bu tezgahı kuranlara bir kez daha hak ettikleri dersi verecek mi? Bunlar sadece iradeyi bölmeye çalışmıyor ki. İradeyi bölmek için güç, şart. Partiler özellikle bu gücü oluşturuyorlar" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin 1920'de, 1950'de, son 12 yıldaki her seçimde olduğu gibi bir kez daha iradesine sahip çıkacağına inandığını kaydederek şöyle söyledi: "Türkiye, bu tümseği Allah'ın izniyle geçecektir. Bunu ben söylemiyorum, Allah'ın izniyle bunu milli irade söylüyor. İnşallah millet olarak bu imtihanı da başarıyla geçecek, 2023 hedeflerimiz, 2071 vizyonumuz doğrultusunda yürümeye devam edeceğiz."

Milleti ayakta tutanın inancı, tarihi ve kültürü olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunu bilen eski Türkiye özlemcileri, milletimizin değerlerinin sembolü olan kurumlara saldırıyorlar. Terör örgütünü arkasına alan parti diyor ki 'Diyanet'i kaldıracağım'. Ana muhalefet ne diyor; 'İmam hatip okullarını kaldıracağım'. Kayseri'ye gidiyor, diyor ki 'Ben öyle bir şey söylemedim'. Seçim beyannamen ortada. Seçim beyannamende diyorsun ki 'bir artı sekiz artı üç'. Biz 28 Şubat'ta bu delikten sokulduk ama Müslüman bir delikten iki kez sokulmaz" dedi.

İMAM HATİP SAYILARINDAKİ ARTIŞ

Kendisinin ve dört çocuğunun da imam hatip mezunu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, kızlarının Türkiye'de okuyamadığını dile getirdi. İmam hatip liselerinde eğitim alan öğrenci sayısının 600 binden 60 bine düştüğüne değinen Erdoğan, bu sayının 60 binden bir milyona yükseldiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu millet inançlı. İstiyor ki evladım dinini, diyanetini de öğrensin, müsbet ilimleri de öğrensin. Niye rahatsız oluyorsunuz" diye seslendi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bundan rahatsız olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi imam hatip mezunları üniversiteye girebiliyor mu? Girebiliyor. Başörtüsü serbest mi? Serbest. Danıştay bir karar daha aldı, ne dedi, 'Düz liselerde de başörtülü olarak okuyabilecekler'. Bitmedi, bütün devlet dairelerinde başörtülü olarak çalışılabiliyor mu? HSYK bir karar daha aldı, ne dedi, 'Yargıda da başörtülü olarak çalışabilecekler'. Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste. Sabrettiniz. Sabreden kimse zafere ulaşır. Siz sabrettiniz zafere ulaştınız" dedi.

"Kabe Arap'ın olsun, bize Çankaya yeter" sözlerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kimdi bunlar, CHP zihniyeti. Şimdi de terör örgütünü arkasına alanlar ne diyor, 'Bizim Kabe'miz Taksim'dir' diyor. Kürt kardeşlerimin bunlara ben asla oy vermeyeceğini biliyorum. Ama şunu söylemem lazım, öyle bir ders verilsin ki bizim kutsallarımıza bunlar saldırmasın. Bizim Kabe'miz Mekke'de. Bizim başka Kabe'miz yok. Kıbleye yöneldiğimiz zaman biz oraya yöneliyoruz" diye konuştu.

“YENİ TÜRKİYE'NİN ÖNÜ KESİLMEYE ÇALIŞILIYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişte siyasal Türkçülük yapıldığını, şimdi ise siyasal Kürtçülük çıktığını dile getirerek, "Birisi makbul Türk, öbürü makbul Kürt. Ne o, ne bu. Biz yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevdik. Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Azeri'siyle, Ahıskalı'sıyla, Roman'ıyla, Boşnak'ıyla ayırt etmeksizin, 78 milyonu Allah için sevdik" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeni Türkiye'nin önünün kesilmeye çalışıldığını belirten Erdoğan, "Bunların makbullükten anladığı; inancından, tarihinden, kendi ideolojisinin sınırlarına mahkum ettikleri insan tipi. Bunların kesinlikle demokrasi, insan hakları, Türkiye'nin gelişmesi ve kalkınması diye bir dertleri yok. Bunlar milleti devre dışı bırakmak istiyorlar, ülkenin geleceğini bizzat milletin kendisinin tayin etmesinin önüne geçmek istiyorlar. İstikrarlı, güven dolu bir Türkiye istemiyorlar. Onun için 'eski Türkiye' diyorlar. Pensilvanya'sıyla, Kandil'iyle, Ermeni lobisi ile bu ülkenin bu milletin düşmanı ne kadar örgüt varsa hepsi arkalarında. Dikkat edin söyledikleri, vaatleri, tehditleri, hakaretleri aynı, millete hizmet için bir araya gelemeyenlerin, yeni Türkiye'nin önünü kesme konusunda kol kola girdiklerini görüyoruz. Daha dün TBMM'de yan yana oturmak için zor ikna edilen partiler, bugün aralarında koalisyon konuşuyorlar. Rahmetli Aşık Veysel ne diyordu, 'Kim okurdu kim yazardı, Bu düğümü kim çözerdi, Koyun kurt ile gezerdi, Fikir başka başka olmasa'. Fikirler başka başka ama birlikte geziyorlar" diye konuştu.

Hepsinin aynı yerde beslendiğini ve yönlendirildiğini, bu birlikteliğin sebebinin demokrasi, hoşgörü ve özgürlüğe inanç dolayısıyla olmadığını kaydederek, Cumhurbaşkanı Erdoğan, birlikteliğin tek sebebinin, milletin kendi kendini yönetmesine tahammülü olmayanların, milli iradenin gücünü zayıflatmak olduğunu söyledi.

“DİYARBAKIR’DAKİ SALDIRI SEÇİMLERE GÖLGE DÜŞÜRMEYİ AMAÇLIYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Diyarbakır'daki patlamaya da değinerek, "Bunlar herhangi bir partiye yönelik değil, yarın yapılacak seçimlere gölge düşürmek için provokatif bir eylem. Ben ölenlere Allah'tan rahmet diliyorum, yaralılara şifalar diliyorum, ölenlerin yakınlarına sabırlar diliyorum. Biz işte 6-7-8 Ekim olaylarında o eş başkana onu söyledik. Ben dün akşam kendisini aradım, telefonuma çıkmıyor, niye çıkmıyorsun? Çık. Bu kadar uzaktan.  Çünkü meydanlarda onlar istediği gibi söyleyecek biz onlara bir şey söylediğimiz zaman beyler rahatsız olacak. Ben insani görevimi yapayım dedim o kadar ve onu yaptım. Cumhurbaşkanlığı makamından açıklama yapıldı, dün akşam ATV-A Haber ortak yayınında orada da açıklamamı yaptım, görevimi bitirdim. Kardeşlerim aman ha, hep birlikte sandıklara sahip çıkacağız ve yüksek katılım sağlayacaksınız. Korkuyu korkutacaksınız, korkmak yok. Allah'ın verdiği canı sadece o alır. Hepimiz vademizi yaşıyoruz. Bundan başkası yok ama bizim demokrasiyle ilgili irademizi kimse pranga altına almamalı. Bilelim ki bunların oyunları yarın bozuluyor. Bunu siz bozacaksınız" dedi.

Yurt dışındaki gazetelerde çıkan haber ve makalelerin hiç önemli olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu tezgahın merkezine de bölücü örgütün güdümündeki partiyi yerleştirmiş durumdalar. Bak hepsi kalkıyor 'Barajı aşacak mı aşmayacak mı?'. Millet ne derse o olacak. Millet 'aşsın' diyorsa aşar, 'aşmasın' diyorsa aşmaz. Milletin iradesine saygı duyacaksın o kadar basit" dedi.

"BİZ, SİLAHIN VE ÇATIŞMANIN OLMADIĞI BİR TÜRKİYE'Yİ İSTİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, HDP diye bir partinin olmadığı bir dönemde demokratik açılımı kendilerinin başlattığının, arkasından Millî Birlik ve Kardeşlik Projesi'ne geçtiklerinin ve sonunda bunu Çözüm Süreci'ne yükselttiklerine işaret etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz, silahın olmadığı, çatışmanın olmadığı bir Türkiye'yi istiyoruz. Silahla demokrasi olmaz, fikirle demokrasi olur, oyla demokrasi olur, onun için biz bunlara dedik ki 'Bırakın silahları, yurtdışına gidecekseniz yurtdışına, burada kalacaksanız silahsız'. Benim bütün vatandaşlarım silahsız. Fikriyle, düşüncesiyle konuşuyor. Sen bölgede milleti silahla, baskıyla, tehditle, Kandil'den gelen emirlerle yönetilen partiye oy vermeye zorlarsan bunun adı demokrasi olmaz. Bunun adı, 1940'ların faşist tek parti anlayışını hortlatmaya çalışmak olur. Hiç kimse kusura bakmasın, Müslüman aynı delikten iki kere ısırılamaz" dedi.

“KİMSE BU TOPRAKLARI BÖLEMEZ”

"Bu millete bir CHP yetti. Nereye kadar, Menderes'e kadar. Menderes geldi, sildi süpürdü ama ne yaptılar, Menderes'i ipe götürdüler" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin 1970'lerin, 1990'ların kara günlerini yaşadığını, eskiden mazotun bulunamadığını, tuz ve ekmeğin karne ile verildiğini, siyasi partilerin dışında parlamentoda güç olamayacağını, bağımsız bir milletvekilinin parlamentoda bir şey yapamayacağını, oyların zayi olmamasının önemine işaret etti ve oyların kıymetinin bilinmesini gerektiğini söyledi.

Tek millet, tek bayrak ve tek devletin önemini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tek vatan; 780 bin kilometrekareyle tek vatan, kimse bu toprakları bölemez. Bölmeye kalkarsa ordumuz karşısında, güvenlik güçlerimiz karşısında, hepsinden öte milletimiz karşısında" dedi.

“DEVLET İÇİNDE DEVLET OLMAZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, devlet içinde devlet olamayacağına vurgulayarak konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Pensilvanya'dan birileri 40 yıldır bu ülkeyi bölmeye çalışıyor. 1999 yılında buradan kaçıp gidiyor, üst akıl onu idare ediyor ve işte dün akşam bir televizyon programında onu nerelerin yönettiği gayet güzel açıklandı. Bitmedi, şimdi küçük imamlar da kaçıyor. Türkiye'de onların il il imamları vardı. İmam mihrabı terk eder mi? Ne olacak, 'baş imam' Mekke, Medine dururken Pensilvanya'yı seçerse, küçük imamlar da onun peşinden gidiyorlar oralara. İşte yarın bunlara ders verme günüdür."

Konuşmasının ardından valiliği ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ağrı’ya hareket etti.

VALİLİK VE BELEDİYE ZİYARETİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Cumhurbaşkanı Ardahanlılarla Buluşuyor" programının ardından, Ardahan Belediyesi'ni ziyaret ederek, Başkan Faruk Köksoy ile görüştü. Ardından valiliğe giden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vali Ahmet Deniz ile görüşerek çalışmaları hakkında bilgi aldı.

Tüm Haberler