15 Temmuz

 

10 Soruda FETÖ

 

 

 

“Türkiye’nin Mücadelesi 780 Bin Kilometrekare ile Sınırlandırılamayacak Kadar Büyüktür”

05.06.2015
“Türkiye’nin Mücadelesi 780 Bin Kilometrekare ile Sınırlandırılamayacak Kadar Büyüktür”

Eskişehir’de halka hitaben bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “On yıllardır kanayan tüm yaraları sarmaya, sorunları çözmeye, acılara merhem olmaya çalışıyoruz. Sadece ülkemizde değil, şehitlerimizin olduğu tüm coğrafyalarda, atalarımızın ayak bastığı her yerde bu mücadeleyi veriyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Vilayet Meydanı’ndaki konuşmasına, “Sevgili Eskişehirler, aziz vatandaşlarım, kıymeti genç kardeşlerim, sizleri en kalbi duygularımla; hasretle, muhabbetle selamlıyorum. Buradan, tüm Eskişehirli vatandaşlarıma, Eskişehir’in ilçelerindeki, mahallelerindeki her bir kardeşime sevgilerimi gönderiyorum.  Eskişehir, Anadolu’nun, bu kadim coğrafyanın adeta özüdür, özetidir. Eskişehir bir irfan pınarıdır; Yunus Emre’nin, Şeyh Edebali’nin, Hoca Nasreddin’in aktığı” sözleriyle başladı.


“ESKİŞEHİR, BİR TARİH KİTABIDIR”

“Alan sensin, veren sensin, kılan sen. Ne verdinse odur dahi nemiz var. Hakîkat üzere anlayıp bilen sen. Ne verdinse odur dahî nemiz var” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan,  “Eskişehir, Aziz Mahmut Hüdai’nin şehridir. Eskişehir, bir tarih kitabıdır; 600 yıllık Osmanlı’nın, 92 yıllık Cumhuriyet’in yazıldığı. Eskişehir, yiğitler ocağıdır; Hızır Bey’in, Adnan Menderes’in, Hasan Polatkan’ın şehridir. Ben buradan, bu aziz topraklardan tüm âlimlerimizi, ariflerimizi, şehitlerimizi, gazilerimizi, rahmetle minnetle yâd ediyorum. Türk Dünyası’na kültür başkentliği yapan Eskişehir’e, bugün bizi bir kez daha muhabbetle bağrına bastığı için teşekkür ediyorum. Allah sizlerden razı olsun. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi, yol arkadaşlığımızı daim eylesin. Bu topraklar, 600 yıllık bir çınarın, Osmanlı Cihan devletinin doğduğu, filiz verdiği yerlerdir. Şeyh Edebali’nin hikmet çeşmesinden sulanan bu ulu çınarın dalları, Balkanlardan Afrika’ya, Kırım’dan Ortadoğu’ya kadar çok geniş bir coğrafyayı kapladı. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ düsturuyla hareket eden gönül neferleri, yüzyıllar boyu yaşatmanın, barışın, adaletin sembolü oldular. Nerede bir mazlum, mağdur, muhtaç varsa, onun yanında olmayı kendilerine görev bildiler. Bize, dünyanın 34 ayrı devletinin sınırları içinde 78 şehitliği olan bir millet olma şerefini miras olarak bıraktılar. Atalarımızın bize bıraktığı bu onurlu mirası, ihya etmeye, yeniden diriltmeye çalışıyoruz” dedi.

“KURTULUŞ SAVAŞI İLE YAZILAN DESTAN, SADECE BİZE SON YURDUMUZU BAHŞETMEDİ”

“İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır” hadisini rehber edindiklerini söyleyen  Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu ilkeyle gecemizi gündüzümüze katarak tüm Türkiye’ye hizmet ediyoruz. On yıllardır kanayan tüm yaraları sarmaya, sorunları çözmeye, acılara merhem olmaya çalışıyoruz. Sadece ülkemizde değil, şehitlerimizin olduğu tüm coğrafyalarda, atalarımızın ayak bastığı her yerde bu mücadeleyi veriyoruz. Şunu asla unutmayın kardeşlerim. Türkiye’nin mücadelesi, sadece 780 bin kilometrekare ile sınırlandırılamayacak kadar büyüktür. Bizim çağrımız sadece 78 milyona değil, Adriyatik’ten Orta Asya’ya, Bahçesaray’dan Mogadişu’ya kadar tüm kardeşlerimizedir. Kurtuluş Savaşı ile yazılan destan, sadece bize son yurdumuzu bahşetmedi. Aynı zamanda, sömürgecilerin dipçiği altında ezilen tüm mazlumlara ümit verdi, heyecan verdi, cesaret verdi. 2002 yılında, Yeni Türkiye’nin kuruluşunun ilk adımı da, aynı şekilde tüm bölgenin umut kaynağı oldu. Biz de, son 12 yılda attığımız her adımla bu umudu daha da dirilttik. Nasıl ezilenlere, kendi kaderine terk edilmiş kardeşlerimize, Türk dünyasına ümit olmuşsak; evet,  zulüm düzenin devam etmesini isteyenleri de hayal kırıklığına uğrattık. Manşetleri ile siyaseti dizayn etmeye alışık darbeci medya, faiz batağındaki devleti hortumlayan çevreler, bizim başarılarımızı sindiremediler.”

“KIRK ÇÜRÜK YUMURTADAN BİR SAĞLAM YUMURTA ETMEZ”

Her seçimde farklı formüllerle, farklı kılıflar altında bir cephenin oluşturulduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Oyuncular değişir, figüranlar değişir, senaryo değişir; ama, hedef değişmez. Hatırlayın 2007 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki kurgu, “laiklik elden gidiyor”du. Meclis’e Cumhurbaşkanı seçtirmemek için her türlü yola başvurdular. 2010 Anayasa referandumunda “hayır”da birleştiler. Ağızlarını her açışlarında 12 Eylül mağduruyuz diyen muhalefet partileri,  darbe anayasasına sahip çıktılar. Anayasa değişikliği ile partilerin kapatılması kalksın dedik, hepsi meclisi terk etti. Maalesef bizim içimizden de hainler çıktı. Ve 330’u yakalayamadık. Ve partilerin kaldırılmasını yasaklayan madde o Anayasa metnine girmedi. Bunların ne olduğunu anlayın. Bunla birbirinin aynısı. Demokrasiyle, özgürlüklerle bunların bir alakası yok. Gezi eylemlerinde “çevreci” maskelerini taktılar, yerleri değiştirilen birkaç ağacın arkasına saklanıp bize saldırdılar. Ey CHP Sarıyer’de, Yalova’da ağaçları söktün mü? Nerede tencere tavacılar? Demek ki evde tencere tava kalmadı. 17-25 Aralık darbe girişiminde kılıf yolsuzluktu. 30 Mart mahalli idareler seçimlerinde, Pensilvanya’daki kasetçi başının montajlarından, şantajlarından medet umdular. 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde “ekmek” diyerek, kendilerine çürük bir çatı kurdular. Ama halk %52 ile Erdoğan dedi. Hamdolsun, bu senaryoların hiçbiri tutmadı. 40 çürük yumurtadan bir sağlam yumurta etmez” dedi.

“TÜRKİYE’NİN SON 70 YILLIK SİYASİ TARİHİ, DEMOKRATLARLA DARBECİLERİN MÜCADELE TARİHİDİR”

Milletin ferasetiyle, basiretiyle, kaos ve kriz heveslilerine büyük bir ders verdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her seferinde, oyunlarını, kurgularını başlarına yıktı. Ama yenilen pehlivan güreşe doymaz misali, bunlar hiçbir zaman uslanmadılar. Türkiye’nin son 70 yıllık siyasi tarihi, demokratlarla darbecilerin mücadele tarihidir. Bu dönem aynı zamanda milli ve yerli olanlarla, kazanmak için her yolu mubah gören işbirlikçilerin mücadele alanıdır. Tarihine, medeniyetine, değerlerine sahip çıkan, “Değmesin Mabedimin Göğsüne Namahrem Eli” diyenlerle, Batıya kapıkulu olmayı marifet sayanların mücadelesidir. Demokrasi tarihimizin hemen her döneminde bu kavganın izlerini görürsünüz. İşte bugün de, daha önceki seçimlerde yazılan senaryoların yeniden tedavüle sokulduğuna şahit oluyoruz.”

“BU SEÇİM SÜRECİ GERÇEKTEN İBRETLERLE DOLU”

7 Haziran seçimlerine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu seçim süreci gerçekten ibretlerle dolu. Bir araya gelmesi hayal bile edilemeyen partiler, örgütler, medya grupları hepsi bir olmuşlar, aynı noktaya saldırıyorlar. Hükümeti alaşağı etmek, Gezi Olayları ve 17-25 Aralık darbe girişimi ile başaramadıklarını, bu kez eli kanlı örgütün partisine destek vererek yapmaya çalışıyorlar. Türkiye’nin kutlu yürüyüşünü durdurmak, 2023 hedeflerimize ulaşmamızı engellemek, tam bağımsız bir ülke olmamıza mani olmak için her şeyi yapıyorlar. Bunun için her yolu meşru, her desteği makbul görüyor, her örgütü de baş tacı ediyorlar. Paralel örgüt ile terör örgütü, ana muhalefet ile milliyetçi olduğunu iddia eden parti, aynı safta omuz omuza mücadele veriyor. Darbeci Doğan medyası ile bu milleti kendi müstemlekeleri zanneden uluslararası basın kuruluşları bu kirli ittifakı cilalamaya çalışıyor. Ben burada size bir ölçü vereceğim. Bu kardeşinize kimler saldırıyor? Bu ülkeyi sevenler saldırıyorsa haklılar. Milletin düşmanları saldırıyorsa haksızlar. Yani New York Times Abdülhamid’e, Özal’a, Menderes’e saldırdığına göre, şimdi de bu kardeşinize saldırdığına göre biz doğru yoldayız. Ülkeyi zerre kadar faydası olmayanlara değil, hizmet edenlere saldırıyor” dedi.

MİT TIRLARINA YÖNELİK HABERLER

Türkmenlere yardım götüren MİT tırları haberlerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Alçaklığı sizler de gördünüz. Hangi gazete biliyorsunuz. Bu ülkeye Cumhuriyet gazetesinin ne faydası olmuş ki. Bunlar bunun bedelini ödeyecekler. Başbakan izni olmadan bunlar operasyon yapamazlar. Dert Türkiye’yi uluslararası alanda zor duruma sokmak. Paralel örgütün savcılarının mimarı olduğu bu ihanete hepsi birden sahip çıkıyor. Paralel örgüt, bölücü örgüt bunların kulağına ne fısıldarsa, Bahçeli de, Kılıçdaroğlu da aynısını tekrar ediyor. Ey Bahçeli sen MİT’i mi yoksa ona saldıranları mı savunacaksın. Bayırbucak Türkmenleri’ne biz sahip çıktık, Bahçeli bilmesine rağmen savunmuyor. Kandil’deki terör baronları ne diyorsa, ırkçı Doğan medyası onu söylüyor. Sizin hiç mi vicdanınız, hiç mi insani bir tarafınız kalmadı? Hiç mi vatan sevgisi, millet şuuru, tarih bilinci edinmediniz? Türkmenler katledilirken Türkiye’nin eli kolu bağlı bir şekilde oturup, seyretmesini mi bekliyorsunuz? Ölüm karşısında çekirdek çitlemek sizin meşrebiniz olabilir, ama bu millet, bu devlet asla böyle bir şey yapmaz. Kırım Tatarına, Ahıska Türküne, Gagavuz Türküne, Balkanlardaki Evladı Fatiha’na nasıl sahip çıkıyorsa, Türkmen kardeşlerine de tüm imkânları ile sahip çıkar, siz isteseniz de istemeseniz de bunu yapar” diye konuştu.

“KURULAN BU KİRLİ İTTİFAKTAN MİLLETİN HAYRINA BİR ŞEY ÇIKMAZ”

Kendi ülkesine ihanete çanak tutanların, bu ülkeye bir hayrı olmayacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kendi ülkesini, iftiralarla teröre destek veriyor gibi göstermeye çalışanların, bu millete faydası olur mu? Eskişehirli bunlara ne der? ‘Eğri mastardan, doğru çizgi olmaz’ der. “Kırk çürük yumurta nasıl bir sağlam yumurta etmezse”, bu kirli ittifaktan da milletin hayrına bir şey çıkmaz. Şimdi sizlere soruyorum…Öyle bir cevap verin ki, ihanet şebekelerinin yüreği ağzına gelsin. Öyle bir söyleyin ki, Pensilvanya’daki kaçaklar, Kandil’deki terör baronları, yurt dışından bizi terbiye etmeye çalışan densizler duysun. Eskişehir, bu eski Türkiye koalisyonuna pazar günü gerekli dersi verecek mi? Eskişehir, pazar günü “yeni Türkiye için eeni Anayasa” diyecek mi? Eskişehir, pazar günü başkanlık sistemini destekliyorum diyecek mi? Eskişehir, rekor bir katılımla sandıkları patlatacak mı? Maşallah, Barekallah... Sizler böyle dik durdukça, böyle sahip çıktıkça, evelallah, hiç kimse bu yürüyüşe mani olamaz.”

“12 YILDIR ÜLKEMİZİ 4 TEMEL ÜZERİNDE YÜKSELTMENİN ÇABASINI VERİYORUZ”

Son 12 yılda ülkeye yapılan yatırımları hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz 12 yıldır ülkemizi 4 temel üzerinde yükseltmenin çabasını veriyoruz. Bunlar adalet, emniyet, eğitim ve sağlık. Allah’a hamdolsun, bütün bu alanlarda 12 yıl öncesine göre çok farklı bir yerdeyiz. 12 yıl öncesini şöyle bir hatırlayın… Yüksek faiz ve enflasyon ateşi bütün ekonomiyi tutuşturmuştu. İhracat deseniz, 30 milyar doları zor aşıyordu. Yatırımlar, üretim durma noktasına gelmiş, işsizlik ve yoksulluk çığ gibi büyümüştü. İstikrar ve güven unutulmuş kavramlardı. Kılıçdaroğlu ne diyor? 4 yıl verin işsizliği bitireyim diyor. Sonra bir proje açıklayıp, işsizlik %5’e inecek diyor. Şimdi Kars’a gitmiş, Et Balık Kurumu’nu kaldırıp, Et Süt Kurumu yapacağım diyor. Ben onu Başbakan iken yaptım zaten. Yalancıdan siyasetçi olmaz. Harçları kaldırdığımızdan da haberi yok. Bu başka bir ülkede yaşıyor. İstikrar bunlarla gelmez. Makaram sarı bağlar kız oynar gelin ağlar. Aynı şeyi çalıp duruyor. Siyasette dürüst değilseniz patinaj yapar gidersiniz. Bu Baykal’a da aynı şeyi yaptı, aday değilim deyip aday oldu. Bu kaset genel başkanı. Milyonlarca insanımızın en çok duyduğu kelime krizdi, borçtu. IMF’ye gidip borç aldılar. Bu parayı ödedik. Gençler ben niye sizlerle beraberim. Sizin içinizden geldim. Dağın emri ile gelen kişi Cumhurbaşkanı nereye çağırırlarsa gider diyor. Bu benim özelliğim 40 yıllık siyasi hayatım böyle gelişti. Her yeri gezdim. Bunlar siyasete araziden değil yukarıdan indi. Biz toprakları eşeleyerek geldik. Gazeteler sadece felaket haberleri yapıyordu. Çünkü, parçalı, yamalı, kan uyuşmazlığı olan bir hükümet vardı; Bakanlar Kurulu bile aylarca toplanamıyor, karar alamıyordu. Zorunlu tasarruf adı altında işçimizden, memurumuzdan para kestiler. Başbakan oldum önüme bu geldi. Hemen ödedik. Bitmedi. Bir de KEY vardı. Ev sahibi yapacağız diye para kestiler. Bunu da biz ödedik. Ey Bahçeli sen 5 yıllığına gelip, neden 3.5 yılda bırakıp kaçtın? İyi ki gitmiş. Onlar erken gitti de biz erken geldik. Şimdi tek başına iktidar olacakmış. Düzce, Sakarya depremlerinin altında kalan vatandaşım sana oy verir mi ya? Zaaflarla değil, Cumhuriyet tarihinin rekorlarıyla dolu bir yönetimi milletimizle tekrar buluşturduk biz” dedi.

MİLLET ÖYLE UCUZ VAATLERE PRİM VERMEZ

Türkiye’nin son 12 yılda ciddi mesafe aldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle söyledi: “Artık Türkiye’ye kazandırdıklarımızı geçmişle mukayese etmiyoruz, kendi rekorlarımızı kırmanın gayesini güdüyoruz. Bakınız 2007 yılında Eskişehir’e geldiğimde, burada 2013 yılına dair hedeflerimizi sizinle paylaşmıştım. Kişi başına milli gelirde hedefimizin 10 bin dolar, dış ticaret hacmimizin 250 milyar dolar olduğunu, Gayri Safi Milli Hasılada hedefimizin ise 1 trilyon lira olduğunu ifade etmiştim. Söz verdiğimiz gibi, 5 yıl içinde bu hedeflere ulaştık, hatta geçtik. Peki, şimdi ne diyoruz? 2023 yılında 2 trilyon dolar milli gelir, 500 milyar dolar ihracat, dünyanın en büyük 10 ekonomisinden birisi olacağız diyoruz. Bakınız biz, önce ne vaat ettiğimizi, ne yaptığımızı, yani karnemizi milletimize gösteriyor, sonra yapacaklarımızı dile getiriyoruz. Peki, anamuhalefet ne yapıyor? Ben artık, anamuhalefetin başındaki zatın yalanlarını, iftiralarını,  çarklarını yüzüne vurmaktan usandım. Şimdi 4 gün önce buraya da gelmiş, aynı şeyleri söylemiş. Öğrencilere üniversite harcını kaldırma sözü vermiş. İşsizlere yılda 1 milyon istihdam sözü vermiş. Geçen yıl gerçekleşen yeni istihdam sayısı 1 milyon 350 bin…Hatırlarsanız, 2009 yılında Kılıçdaroğlu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olmuştu. Şimdi eli kanlı eş başkana “çiçek çocuk” muamelesi yapan Doğan Medyası, o zaman “Gandi Kemal” diyerek bunu parlatmaya çalışıyordu. Haliç’i İzmir’de zannediyor, Kağıthaneyi’de Kağıttepe diye biliyor,  yürüyen merdivenlerden tersten inmeye çalışıyordu. İşte o günlerde, “34'te 34 proje" diye yine böyle afaki projeler açıklamış, Belediye Başkanı olursa bu projeleri hayata geçireceğini vaat etmişti. Yoksullara 600 TL maaş vereceğini, doğalgaz paralarının bir kısmının belediye tarafından karşılanacağını söylemişti. İstanbul Büyükşehir’i alamadı ama kendi partisinden belediye başkanları var. Orada vaat ettiklerini kendi belediyelerinde verdi mi? Ne diyor Mevlana Hazretleri; “Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.” Evet, bu millet öyle kurusıkı vaatlere prim vermez. Bu millet yapmayacağı şeyleri söyleyip, oyunu çalmak isteyenlere aldanmaz. 6 yılda kar eden SSK’yı zarar eden bir kurum haline getiren müflislere, ülkeyi teslim etmez. Bu işler hesap-kitap işi olduğu kadar, aşk ve sevda işidir. Bu millete meftun olmayanın, halka hizmeti Hakka hizmet olarak görmeyenin, aşkınan çalışmayanın, böyle bir nasibi de olmaz.”

ESKİŞEHİR’E YAPILAN YATIRIMLAR

Eskişehir’e yapılan yatırımlara da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Eskişehir bizim hizmet aşkımızı, hizmet siyasetimizi iyi bilir.  Eskişehir’e 12 yılda ne kadar yatırım yaptık biliyor musunuz? Tam 12,5 milyar lira tutarında yatırım yaptık. Eskişehir’i dünyada parmakla gösterilecek, dünya başkentleriyle yarışacak derecede bir hızlı tren şehri yaptık. 2009 yılında hizmete verdiğimiz Eskişehir-Ankara hızlı tren hattına, 2013 yılında Konya’yı, 2014 yılında da İstanbul’u dâhil ettik. Bitmiyor… Proje bedeli 8,4 milyar lira olan Antalya-Afyonkarahisar-Eskişehir hızlı tren projesi ile ilgili altyapı çalışmalarına da başladık. Diğer hatların da devreye girmesiyle, Türkiye’nin her bir köşesine Eskişehir’den hızlı tren ile ulaşım sağlanacak. Aynı şekilde, Eskişehir’i Marmara, Karadeniz, Akdeniz ve Ege denizine demir yolu hatlarıyla bağlamak için projelerimizin inşası devam ediyor. 1894 yılında kurulan TÜLOMSAŞ’ı, dünyanın en modern lokomotiflerini üreten, bunu Ortadoğu ve Avrupa ülkelerine de ihraç eden modern bir kuruluş haline getirdik. Bugün dizel ve elektrikli lokomotif üreten TÜLOMSAŞ, 2017 yılında Türkiye’nin milli hızlı trenine de imza atacak. Türkiye’nin en modern Lojistik Merkezini Eskişehir’e, Hasanbey’e kurduk. Kılıçdaroğlu hala lojistik merkezlerinden bahsediyor, biz bunları yaptık. Şu anda bölgedeki yükler burada toplanıyor, buradan dağılıyor. Bir ulaşım şehri olan Eskişehir’i bölünmüş yollarla donattık. Eskişehir’de 2002 yılına kadar 90 kilometre bölünmüş yol yapılmışken, biz buna 214 kilometre bölünmüş yol daha ekledik. Eskişehir’e TOKİ kanalıyla 33 bin seyirci kapasiteli bir stadyum yapıyoruz. Stadyum bu yılın sonunda tamamlanıyor. Mevcut stadın yerine de Türkiye’nin en büyük parklarından birini kazandırıyoruz. 600 yataklı Yunus Emre Devlet Hastanesinin yapımı süratle devam ediyor. Bununla yetinmiyor,  Eskişehir’e tam teşekküllü, 1.080 yatak kapasiteli bir şehir hastanesi kazandırıyoruz. Şehir hastanesinin ihalesi de yapıldı. Bildiğiniz üzere 2013 yılında Eskişehir Türk Dünyası Kültür Başkenti olarak seçildi, bunu da layıkıyla yerine getirdi. Eskişehir’e kültür ve sanat merkezleri, müzeler, kütüphaneler, kültür evleri gibi birçok alanda kalıcı eserler kazandırdık. Eskişehir’e ne yapılsa azdır. Hizmet için, eser için istikrar ve güven ortamı şart. İnşallah bundan sonra bu yatırımlarımıza devam edeceğiz.”

“KILIÇDAROĞLU İMAM HATİPLERİ KAPATACAĞINI SÖYLÜYOR”

Geçmiş dönemlerde Türkiye’de yaşanan sıkıntıları hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu memleket neler çekti. Kılıçdaroğlu imam hatipleri kapatacağını söylüyor. Müslüman bir sokulduğu yerden bir daha sokulmaz. Benim çocuklarım imam hatip mezunu. Benim kızlarım bu ülkede başörtülü olarak üniversiteye gidemediler. ‘Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya’ dediler. Başörtülerinden kızlarımızı çekerek diplomalarını vermediler. Şimdi 60 binden öğrenci sayısı 1 milyona çıktı. Niye milleti engelliyorsunuz? Nereye göndermek istiyorsa aile oraya göndersin. Düz liselerde şu anda Siyer-i Nebi serbest mi? Danıştay karar verdi ve ‘düz liselerde de başınızı örtebilirsiniz’ dedi. HSYK da ‘yargıda başörtüsü takabilirsiniz’ dedi. Normalleşme bu. Bunlar Kılıçdaroğlu’nun, cici çocuğun işine gelmiyor. Ben Kürtçe mealli Kuran-ı Kerim gösterdim, diyor ki ondan bir tane var. Sonra ne oldu? Diyanet 10 bin tane basıldığını ve dağıtılmak üzere gönderildiğini söyledi. Diyanet İşleri Başkanımıza tahsis edilen Mercedes’i tartışıyorlar. Bu makam Vatikan’dan asla geri olamaz. Bir zamanlar Türkçe ezan diyenler vardı, birileri yok etti onları. Şimdi de bazıları Kürtçe ezan diyor, onlara da gereken cevabı millet verecektir” dedi.

“BU ÜLKEYİ BÖLMEK İSTEYENLERE ASLA FIRSAT VERMEYECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle tamamladı: “Biliyorsunuz, bizim bir Rabia’mız var. Tek millet. Türk'üyle, Kürt'üyle, Zaza'sıyla, Gürcü'süyle, Abaza'sıyla, Boşnak'ıyla, Arnavut'uyla, Çerkez'iyle, tüm 78 milyon hep birlikte tek millet. Tek bayrak. Bayrağımızın rengi, şehidimizin kanıdır. Hilal, bağımsızlığımızın ifadesidir. Yıldız, şehidimizin ta kendisidir. Bayrağımıza alternatif bir bayrak olamaz. Tek vatan. 780 bin km kare ile tek vatan. Vatanımızın üzerinde operasyon düşünenler karşılarında bizi, silahlı kuvvetlerimizi, emniyet teşkilatımızı ve hepsinden öte milletimizi bulur. Tek devlet. Devlet içinde devlet olur mu? Çıkmış bir paralel devlet. Şu hale bak ya. Milleti parçalamak istiyor, 40 yıldır tek dertleri devleti ele geçirmekmiş. Başlarındaki imam kaçtı gitti. Nereye? ABD’ye. Niye Mekke’ye, Medine’ye gitmedin de Pensilvanya’ya gidiyorsun. Şimdi küçük imamlar başladı, onlar da kaçıp gidiyor. Ya imam mihrabı bırakıp kaçar mı? İnlerine gireceğiz demiştik ve şimdi girdik. Bu ülkeyi bölmek isteyenlere asla fırsat vermeyeceğiz. Sizler buna sahip çıktıkça, sizler böyle gür bir şekilde haykırdıkça, Allah’ın izniyle birliğimizi, beraberliğimizi kimse bozamaz. sizler oyunuza sahip çıktıkça, tüm oyunlar bozulur. Eskişehir bu şuurda olduğu sürece, kimse bu ülkenin, bu milletin üzerinde operasyon yapamaz. Devlet-millet el ele, gönül gönüle ortak hedeflere doğru yürüdüğümüz sürece aşamayacağımız engel, üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir zorluk yoktur. Aşkınıza, sevdanıza, muhabbetinize, hayır dualarınıza teşekkür ediyorum. Coşkunuz, ilginiz, muhabbetiniz için şükranlarımı sunuyorum.Hepinizi bir kez daha sevgiyle, saygıyla selamlıyor, Allah’a emanet ediyorum. ”

Tüm Haberler