Bosna-Hersek’te Konsey Başkanı İvaniç ile düzenlediği ortak basın toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben uluslararası platformlarda darbeci Sisi’yi Cumhurbaşkanı olarak kabul etmediğimi hep söyledim, bugün de aynı şeyi söylüyorum. Benim indimde Mısır’ın Cumhurbaşkanı Sisi değil, Mursi’dir. Dünyada demokrasiyi savunduğunu iddia edenlere de soruyorum: Bu idam kararlarıyla ilgili olarak niye konuşmuyorsunuz?” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî bir ziyaret için bulunduğu Bosna-Hersek’te Konsey Başkanı Mladen İvaniç ile düzenlediği ortak basın toplantısında basın mensuplarının sorularını cevapladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mısır’da Muhammed Mursi ve 106 kişi hakkında verilen idam cezasına karşı bir telefon diplomasi yürüttüğünüz ve Türkiye’nin Birleşmiş Milletler nezdinde girişimi olacağı ifade edilmişti. BM nezdinde girişim başlatıldı mı, Türkiye nasıl bir seçenek üzerinde duruyor?” sorusuna cevaben, “Mısır’da biliyorsunuz bu darbe girişimine başından itibaren karşı bir duruşumuz olmuştu. Zira demokrasiye inanmış bir ülke olarak, demokrasiye inanmış bir siyasetçi olarak böyle bir darbe girişimini tasvip etmemiz zaten mümkün değildi. Aslında bugünün geleceği dünden belliydi. Ne oldu? İşte bu darbeciler sadece bu son verdikleri karar değil şu anda yüzlerce, bini aşkın insanı aslında idama mahkûm etmiş durumdalar. Fakat son olarak halkın yüzde 52 oyuyla iş başına gelmiş olan Cumhurbaşkanı Mursi’yi idama mahkûm ettiler. Ve ben uluslararası platformlarda sürekli olarak şu anda darbeci Sisi’yi Cumhurbaşkanı olarak kabul etmediğimi hep söyledim, bugün de aynı şeyi söylüyorum. Buradan da söylüyorum; benim indimde Mısır’ın Cumhurbaşkanı Sisi değildir, yine Mursi’dir, öyle bakıyorum. Bunu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda da söyledim. Hatta aynı masada bize yer ayırdılar ve ben o masaya gidip oturmadım, yarın olsa yine oturmam. Eğer oturursam bu kendimi inkâr olur, ben kendimi inkâr edemem, o zaman demokrat olmam. Dünyada demokrasiyi savunduğunu iddia edenlere de söylüyorum; ‘Siz nasıl demokratsınız, bu nasıl bir demokrasi? Eğer demokratsanız, demokrasiye inanıyorsanız, şu anda bu idam kararlarıyla ilgili olarak niye konuşmuyorsunuz? Avrupa Birliği’nde idam yasak. Avrupa Birliği’nde idam yasaksa, ey Avrupa Birliği üyesi ülkeler niçin sesinizi çıkartmıyorsunuz, niçin konuşmuyorsunuz. Öznesi olmayan açıklamalar yapılıyor; bu çok anlamlı. Neymiş? İdam kararı doğru değil. Yüzde 52 oyla seçilmiş Mursi. Niye buraya yönelik açıklamanızı yapmıyorsunuz, biz bunu bekliyoruz. Şu anda da zaten Dışişleri Bakanlığımız bu adımları atmış bulunuyor ve Birleşmiş Milletler nezdinde de bu adımları atacağımız gibi yine uluslararası platformlarda bu işin takipçisi olacağımızı burada da tekrar ifade etmek isterim.”
“BARIŞ VE SÜKÛNET İÇERİSİNDE BU SEÇİMLERİN ATLATILMASININ MÜCADELESİNİ VERİYORUZ”
Bir basın mensubunun, “BDP’nin binalarına Mersin ve Adana’da iki bombalı saldırı gerçekleşmişti. Bu saldırılara ilişkin faillerin yakalanması söz konusu mu? İkincisi; bu olayların ardından HDP cephesinden olayın siyaseten sorumlusu olarak hem sizi, hem de Hükümeti gösteren açıklamalar yapıldı, bunlara ne diyeceksiniz efendim?” sorusuna cevaben de Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Öncelikle şu anda İçişleri Bakanlığımız bir kişiyi bir zanlı olarak tespit etmiş vaziyette ve işin takibi devam ediyor. Bakınız sıkıntısı olmayan, hakikaten sükûnet içerisinde, suhulet içerisinde bir seçim kampanyasının yürütülmesi çağrısını başından itibaren ben de yaptım, Hükümet de yaptı. Fakat ne ilginçtir ki örneğin bir Van’da billboardlara, otobüs duraklarına musluklardan kan akan resimleri bu zikrettiğiniz partinin belediyeleri astı. Bu bir tahrikti ve buna ben de, Hükümet de çok ciddi tepkiler ortaya koyduk. Geçen hafta Van’daydım. Bu defa Van’da baktım ki musluklardan o kan akan billboardlar kaldırılmış, şimdi su akan billboardlar konmuş. Ben de zaten onu söylemiştim, musluktan kan akmaz. Musluktan ya çamurlu su akar, ya temiz su akar veya hiç su akmaz. Çünkü İstanbul’a belediye başkanı olduğum zaman maalesef bunların ikisi de akmıyordu. Sonra musluklardan su akar hale getirdik ve o gün bugündür musluklardan su akıyor. Burada önemli olan şey şu: Bakın Güneydoğu’da, Doğu’da tepkiler hala devam ediyor. Bir basit şey söyleyeceğim; işte şu anda bakın Diyarbakır’da bir Yeni Diyarbakırspor-Denizli maçı oynandı, spor bu. Ve uzatmalarda Denizlispor bir penaltı kazanıyor ve bu penaltıyı gole çeviriyor. Penaltıyı gole çevirip de 1-1’le Yeni Diyarbakır elenince bütün tribünler sahaya saldırıyor ve oradan Denizlili futbolcular, hakem falan zor kurtuluyor. Ve dün bir açıklama, Yeni Diyarbakırspor ligden çekildi. Ve bir açıklama daha; bölgesel liglerimizi kuralım. Bu mudur siyaset, bu mudur demokrasi, bu mudur barış özlemi içerisinde olmak? Futbola bu iş karıştığı zaman, buradan zor çıkılır diye düşünüyorum. Biz barış içerisinde, sükûnet, suhulet içerisinde bu seçimlerin atlatılmasının mücadelesini vereceğiz ve bu konudaki kararlılığımız devam ediyor, bunu özellikle söylemek istiyorum” dedi.
TÜRKİYE’DEN BOSNA-HERSEK’E YAPILAN YATIRIMLAR
“Bosna Hersek’teki yatırımların çok düşük düzeyde olduğu söyleniyor ve Bosna Hersek’ten Sırbistan’a, Karadağ’a ve Slovenya’ya daha yüksek yatırımlar yapıldığını, yaklaşık 150 milyon dolarlık bir yatırımdan bahsediliyor ve mesela Romanya’daki yatırımlar yaklaşık 6 milyar dolar düzeyinde. Bunu ne şekilde değerlendirirsiniz?” şeklindeki soruya cevaben de Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Açıkladığınız istatistiki rakamlar çok hayali. Bir defa o istatistikler neredeyse onları şöyle basın toplantısından sonra bizlere göster de biz öğrenelim. Bir defa, bu tür bir yatırım ne Romanya’da var, Slovenya’da var, ne Slovakya’da var, ne Karadağ’da böyle bir yatırım söz konusu değil. Bölgede şu anda yine de gerek yüzölçümü, gerek nüfusuyla ilgili olarak en yüksek yatırımı girişim noktasında alan Bosna Hersek’tir. Romanya’daki yatırımlar, özel sektöre ait olan yatırımlar vardır, devletle alakalı değildir. Bunları da yine devletin yapmış oldukları varsa kredi noktasında vesaire, bunları da sizler bana bir söylerseniz, sizlerle bunu da görüşürüz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bosna Hersek’ten Arap ülkelerine giden Boşnak savaşçılar için en önemli nokta olarak Türkiye görülüyordu. Bu konu konuşuldu mu? Ve Türkiye bu konuda neler yapabilir?” sorusuna da şu karşılığı verdi: “Şu anda ülkemize 14 bin kişinin giriş yasağı vardır ve Bosna Hersek’ten de 141 kişi geri iade edilmiştir, bunu da özellikle bilmenizi istiyorum.”