15 Temmuz

 

10 Soruda FETÖ

 

 

 

“Gezi ve 17-25 Aralık’ta Başaramadığınızı 7 Haziran’da Yapabileceğinizi Sanıyorsanız Çok Yanılıyorsunuz”

19.05.2015
“Gezi ve 17-25 Aralık’ta Başaramadığınızı 7 Haziran’da Yapabileceğinizi Sanıyorsanız Çok Yanılıyorsunuz”

Keçiören’deki Esertepe Rekreasyon Alanı’nın açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğan Medya Grubu’na hitaben, “Ey Doğan, niye rahatsız oldun? Sen değil misin ‘411 el kaosa kalktı’ ve ‘Muhtar bile olamaz’ başlıklarını atan? Tüm köşe yazarlarınla bize saldırdığın günleri unutacağımızı mı zannediyorsun? Cumhurbaşkanı oldum, aynı şekilde devam ediyorsun. Milletin verdiği oya saygın yok” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Esertepe Rekreasyon Alanı’nın açılış törenine katılarak halka hitaben bir konuşma yaptı.


Keçiören’de gerçekleştirilen törende yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisinin gönlünde müstesna bir yeri olduğunu söylediği Keçiören’de 12 yıl ikamet ettiğini ve burada çok farklı anılarının olduğunu belirterek Keçiören’in tarihinin, bir anlamda Türkiye’nin tarihi olduğunu söyledi.

“BU ÜLKEDE TAŞ ÜSTÜNE TAŞ KOYANIN GÖNLÜMÜZDE MÜSTESNA BİR YERİ VARDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1980’lerin ortasına kadar, Keçiören’de, Kuşcağız’daki gecekondularda elektrik, su, yol ve okul olmadığını hatırlatarak, “Rahmetli Özal dönemiyle birlikte burada bir kıpırdanma, bir gayret başladı. Malum, Melih Bey’in belediye başkanlığından önce Keçiören’de de belediye başkanlığı dönemi olmuştu, yani temeller aslında eskiye dayalı. O günden bugüne hamdolsun büyükşehir belediye başkanlığı süreci ile ve o dönem genel başkanı olduğum partimin alıp bu süreci devam ettirmesi ile dünün kenar ilçesi Keçiören’i, hamdolsun, bugün Ankara’nın en seçkin ilçelerinden biri haline getirdi. Bu büyük dönüşümde emeği olan, başta büyükşehir ve Keçiören belediye başkanlarımız olmak üzere herkese teşekkür ediyorum. Zira bu ülkede taş üstüne taş koyanın bizim gönlümüzde müstesna bir yeri vardır. Başbakan olarak üstlendiğimiz sorumluluğa, komşuluk hukukunu da ekleyerek, hep Keçiören’in ve Keçiörenlinin yanında yer aldık. Sağ olsun Keçiören de bizi hiç yalnız bırakmadı. Son olarak, Cumhurbaşkanlığı seçiminde verdiğiniz yüzde 58 oranında destek için, her birinize, tüm Keçiörenli kardeşlerime şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Keçiören’in yeni Türkiye mücadelemizde de, çok daha güçlü bir destekle yanımızda olacağına inanıyorum” dedi.

Keçiören’in Hacı Bayram-ı Veli ile Abdulhakim Arvasi hazretlerinin manevi zırhıyla kuşatıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin tüm renk ve zevklerini içinde barındıran Keçiören’e işte bu anlayışla yaklaştık ve yaklaşmaya da devam ediyoruz” dedi.

“BU YENİ REKREASYON ALANI ANKARA’YA YAKIŞIR BİR PROJE OLDU”

Rekreasyon alanında eskiden orduya ait bir seyyar cerrahi hastanenin bulunduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Büyükşehir belediyemiz güzel bir proje ile burayı, Keçiören’imize ve Ankara’ya yakışır şu anda içinde bulunduğumuz bir park haline dönüştürdü” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ağaçlandırmanın yeni yapıldığını hatırlatarak, “Henüz ağaçlarımız, çınarlarımız yeni dikildi. İnşallah birkaç yıl sonra bu çınarlar Osmanlı’nın abidesi gibi yükselecek. Çınar dedik mi akla Osmanlı gelir, onun timsalidir” dedi.

“CUMHURBAŞKANI OLARAK BEN MİLLETİMİN TARAFINDAYIM”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin tarihî bir seçimin arefesinde bulunduğuna dikkati çekerek, “Tüm partiler ve liderler, Türkiye için ve milletimiz için neler yapmak istediklerini meydan meydan dolaşıp anlatıyorlar. Aynı şekilde medya aracılığıyla da mesajlarını topluma ulaştırıyorlar. Şimdi bana diyebilirsiniz, ‘Sayın Cumhurbaşkanım siz Cumhurbaşkanısınız, sizin seçim kampanyalarında ne işiniz var’ diyebilirsiniz. Haklı da olabilirsiniz. Fakat ben biliyorsunuz alışılmış bir Cumhurbaşkanı değilim. Sipariş üzere gelmedim. Fakat Cumhurbaşkanı olarak her siyasi partiye eşit mesafedeyim, ancak taraf olarak sorduğunuz zaman ben milletimin tarafındayım. Eğer birileri bazı yanlışlar yapıyorsa, yanlışlar söylüyorsa, o zaman bu yanlışları düzeltmek herhalde takdir edersiniz ki benim görevimdir” diye konuştu.

Geçmişi ile ilgili yanlış ifadelerin düzeltilmesi gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben şu anki iktidar partisinin kurucusuyum, kurucu genel başkanıyım. Aynı zamanda bu partinin üç dönem milletvekilliği ve Başbakan olarak 12 yıl ülkeme hizmet yaptım. Ardından milletim bu makama bizleri görevlendirdi. Şimdi bu makamdayız. Eğer bizim geçmişimizle alakalı bazı yanlış ifadeler kullanılıyorsa bunları düzeltmek herhalde benim görevimdir”  dedi.

“CHP GENEL BAŞKANI KILIÇDAROĞLU GENEL MÜDÜRLÜKTEN TERFİ EDEMEDİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dün paralel yapının gazetesinin yazarlarıyla sohbet ettiğini ve “Türkiye’de tek parti devleti var” dediğini belirterek, Kemal Kılıçdaroğlu’nun “ne söylediğini kulağının duymadığını” söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Örnek olarak da 1930’ların, valilerin il başkanı olduğu tek parti CHP’sini gösteriyor. Kendisi kim, şu anda CHP’nin genel başkanı. Şecaat arz ederken sirkatin söylüyor. Bu arada bir başka gazetenin yazarlarına da genel müdürlükten genel başkanlığa terfi etmesinden duyduğu mutluluğu ifade ediyor. Biz nezaketimizden ona genel başkan diyoruz ama o bu makama geldikten sonra. Daha önce ben buna biliyorsunuz hep genel müdür derdim. Çünkü genel müdürlükten terfi edemedi. Kendisi milletin gözünde ömrünün sonuna kadar SSK’yı batıran, SSK’daki rezil yönetimiyle millete hayatı zehir eden, kasetle koltuğa oturan genel müdür olarak kalacak” dedi.

“TÜRKİYE’NİN BUGÜN TEK PARTİ DÖNEMİNDEN DAHA KÖTÜ OLDUĞUNU SÖYLEYENİN AKLINDAN ŞÜPHE EDİLİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun tek parti dönemini örnek verirken şu anki durumun o zamandan daha kötü olduğunu iddia ettiğini belirterek, şunları söyledi: “Bu millet Türkiye’nin bugünkü durumunun, 1930’ların ve 1940’ların tek parti döneminden daha kötü olduğunu söyleyen adamın aklından şüphe eder. O zaman sen niye varsın, sen nasıl bir muhalefetsin. Yanında bir başka muhalefet daha var, bir başkası daha var. Bu partilerin hepsi ortada. Ama tek parti döneminde senin şu anda mensubu olduğun partiden başka parti yoktu. Sadece o vardı. Kaldı ki partinizin il başkanlarını da illere vali olarak tayin ediyordunuz. Ağalarınız, babalarınız bunu yapıyordu. Hamdolsun bizde böyle bir şey yok.”

“ESKİ TÜRKİYE ÖZLEMİYLE YANIP TUTUŞANLAR VAR”

Türkiye’deki 80’e yakın siyasi partinin 30’a yakınının seçime girdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM’de 4 partinin grubunun bulunduğunu hatırlattı. Tek parti CHP’si döneminin yokluğun, yoksulluğun, zulmün, baskının, ret ve inkâr politikalarının sembolü olarak anıldığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Camilerin kapatıldığı, din eğitiminin yasaklandığı, her türlü muhalif görüşün baskı altına alındığı bu dönemi bugünden daha iyi anlatabilmek mümkün mü? Bu, millete hakarettir. Bugün oralarla mukayesesi kabil olmayan bir dönemdir. Ekmeğin karneyle alındığı, hayvan gübrelerinin içindeki arpa tanelerinin ayıklanarak öğütülüp un yapıldığı günleri büyüklerimiz, dedelerimiz unutmadı, unutmaz. Babam rahmetli anlatırdı. Onlar o günleri yaşadılar. Şimdi böyle bir şey var mı? Şimdi Ankara’nın halk ekmeğini piyasada bulmanız bile zor. Aynı şey İstanbul’da. Ana muhalefetin genel başkanının bugünkünden iyi dediği günler işte o günler” diye konuştu. İl başkanlarını vali olarak atamanın CHP’nin geleneği olduğunu, bugün böyle bir şeyi kimsenin aklından bile geçiremeyeceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Güya bugünleri karalamak adına kendi karanlık dönemlerini kendi ağızlarıyla ifşa ediyorlar. Kendi partisinin tarihini kötülüyor. Gazi Mustafa Kemal’in dönemlerini kötülüyor, tahkir ediyor, eleştiriyor” dedi.  Sadece ana muhalefet partisi değil, diğer partilerin de eski Türkiye özlemiyle yanıp tutuştuklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “En öne bu ana muhalefet partisi düşmüş, arkasında bölücü örgüt, paralel örgüt ve bir medya grubu” diye konuştu.

DOĞAN MEDYA GRUBU’NA: “BÜTÜN KÖŞE YAZARLARINLA BİZE SALDIRDIĞIN GÜNLERİ UNUTACAĞIMIZI MI ZANNEDİYORSUN?”

Doğan Medya Grubu’nun kendisine bir başyazıyla cevap verdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mısır’da Mursi’nin idamıyla ilgili açıklamaları üzerine, “beyefendilerin rahatsız olduklarını” ifade etti.  İma yollu “Şok karar, Mısır’da milletin yüzde 52 oyunu almış Mursi’ye idam kararı” yazdıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal medyada ciddi bir yüklenme başlayınca bu yazının yayından kaldırıldığını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğan Medya Grubu’na, “Şimdi ey Doğan, niye rahatsız oldun? Sen değil misin ‘411 el kaosa kalktı’, sen değil misin benim seçilme hakkım elimden alındığı zaman ‘muhtar bile olamaz’ diye başlık atan? Bütün köşe yazarlarınla bize saldırdığın o günleri unutacağımızı mı zannediyorsun? Cumhurbaşkanı oldum, yine aynı şekilde devam ediyorsun. Milletin verdiği oya saygın yok. İma yollu bunu yapıyorsun. Bak Doğan, ben sana şunu söyleyeyim. Şu anda ekranları başında bizi izleyenler, tüm milletime bunu anlatıyorum. Bugüne kadar hiçbir yerde söylemedim, bundan sonra söyleyeceğim. Bu çok hassas bir konu. Bana gelip, ‘Sizin döneminizde 1’e 5 kazandım’ diyen sen değil misin? Bana gelip, İstanbul Conrad Otel’de aynen şu ifadeler; ‘Ben, Sayın Demirel’le de çalıştım, Tansu Hanım’la da çalıştım, Özal’la da çalıştım. Sayın Özal, medyayla da olmaz, onsuz olmaz, bana bunu söyledi. Tansu Hanım, zaten bizlerle baş edemedi.’ Bunları anlatınca ben kendisine o zaman şunu söyledim: ‘Aydın Bey, ben doğma büyüme Kasımpaşalıyım. Şunu bilmeni isterim. Bizim Rabbimize verilecek bir borcumuz var, can borcumuz. Onun vakti saati onda bellidir ama şunu bilmeni isterim. Hakkın olanı her zaman alırsın ama hakkın olmayanı bizden öncekilerden aldığın gibi bizden alamazsın. Bunu bilmen lazım.’ Ben, bunu söyledim” diye seslendi.

“BUNLAR HÜKÜMET KURMAYA VE YIKMAYA ALIŞMIŞ OLAN YAZILI VE GÖRSEL MEDYADIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğan Medya Grubu’nun yarın öbür gün bütün ekibini toplayarak yalan yanlış bir senaryoyla kendisine cevap vereceğini belirterek, “Ama zaten milletim de bunların ne derece doğru, ne derece yalan haberler ürettiklerini gayet iyi bilir. Bunlar hükümet yıkmaya, hükümet kurmaya alışmış olan yazılı ve görsel medyadır. Her türlü saltanatı bunlar sürerler ama kalkarlar Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ile ilgili yazdıklarını yaptıklarını biliyorsunuz. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni şahsıma mı yaptım!” diye konuştu.

“UTANMADAN MENDERES’İN AKIBETİNİ VE MİLLETİN İRADESİNE YAPTIKLARI DARBEYİ İMA EDİYORLAR”

“Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin bu milletin onur makamı olduğunu, Türkiye’nin bütün muhtarlarını burada ağırladığını, bugün de Türkiye’nin tüm gençlerinin, sporcuların, engellilerin orada olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sürekli gelecek, gidecekler. Boşuna bağırıp çağırıyorsunuz. Çıkmış bir tanesi ‘kaçak saray’ diyor. Neye dayanarak bunu söylüyorsun. Yani bir ülkenin Cumhurbaşkanlığı makamının, külliyesinin, CHP'si de MHP'si de diğerleri de ağızlarına pelesenk etmişler, 'kaçak saray.' Var mı belgen? Hukukta bir kaide vardır, müddei iddiasını ispatla mükelleftir. Eğer iddianızı ispatlayamıyorsanız o zaman size bu toplumun yakıştıracağı çok ağır bir ifade vardır. Onu ben söylemeyeceğim. Olay budur. Ne rakamlar uydurdular, hala uydurmaya devam ediyorlar. Utanmadan, sıkılmadan Menderes'in akıbetini hatırlatırken, Menderes ile birlikte milletin iradesine yaptıkları darbeyi de ima ediyorlar. Şunu bil, bak biz yola çıkarken kefenimizi giyerek çıktık. Bunu bil ve böyle de devam edeceğiz bu yola. Şu ifadeleri biz bunlarda okuduk, kendi adamları bunu söylediler, yazdılar. 'Bu iş sadece sizin oyunuzla olmaz, gerekirse darbeyle, darağacıyla buna engel oluruz' demeye çalışıyorlar. Ama bilmedikleri bir şey var. Bu millet artık eski Türkiye’ye izin vermez; o bitti” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin 2002 yılı Kasım ayından itibaren her seçimde ve fırsatta AK Parti’nin yanında durduğunu söyledi. Türkiye'ye başkanlık sistemi geldiğinde muhalefet partilerinin o zaman ne yapacaklarını çok daha iyi öğreneceklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Belli yerlerde lobilerini yapıyorlar, belli yerlerde bir araya gelmek suretiyle 'acaba biz bu gidişe nasıl son vereceğiz' diye bunun toplantılarını da yapıyorlar. Bakalım o sese de kayıtsız kalabilecekler mi?” ifadelerini kullandı.

“40 YILLIK SİYASİ HAYATIMDA HİÇBİR ZAMAN ŞİDDETLE VE BASKIYLA İŞİMİZ OLMADI”

40 yıldır siyasetin içinde bulunduğunu ve bu dava için mücadele ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “40 yıllık siyasi hayatımda hiçbir zaman şiddetle silahla bombayla baskıyla tehditle işimiz olmadı. Biz daima insanların gönüllerine seslendik. Siyaseti silahla şiddetle kanla tehditle yapanların kimler olduğunu siz çok iyi biliyorsunuz. Terör örgütünü arkasına alarak siyaset yapanların kimler olduğunu sizler gayet iyi biliyorsunuz” diye konuştu.

“BATMAN, DİYARBAKIR, SİİRT, MARDİN VE VAN’A GİTTİK; BUNDAN MI RAHATSIZ OLDUNUZ?”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adana ve Mersin'de olaylar yaşandığını hatırlatarak, “Utanmadan sıkılmadan Cumhurbaşkanlığına fatura kesiyorlar. Batman'a, Diyarbakır'a, Siirt'e, Mardin'e gittik, Van'a gittik. Bundan mı rahatsız oldunuz? Gideceğim tabi. Çünkü Yüksek Seçim Kurulu’na bu HDP iki de bir müracaat ediyor, 'Cumhurbaşkanı meydanlara çıkmasın' diye. Yüksek Seçim Kurulu da bunları reddediyor. CHP de gitti, MHP de gitti, onlar da reddedildi ama bunların işi gücü zaten ya Anayasa Mahkemesi ya Yüksek Seçim Kurulu. Cumhurbaşkanı için ihanet-i vataniyeden başka suç unsuru yoktur, biz bu noktada milletimizle bir arada olacağız” dedi.

“DAĞDAN GELEN TEHDİTLERLE Mİ BİR YERE VARACAĞINIZI ZANNEDİYORSUNUZ?”

Cumhurbaşkanı Erdoğan,  HDP'nin Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olduğunu anımsatarak şöyle konuştu: “Seçim kampanyası boyunca bu adayı pop star edasıyla alladılar pulladılar, adeta bir demokrasi havarisi, bir insan hakları idolü gibi millete sundular, şimdi gene aynısını yapıyorlar. Sonra bu Genel Başkan 6-7-8 Ekim olaylarında makyajı döküldü, ne yaptı? Kürt kardeşlerimizi sokaklara döktü, 40 kişi öldü, Yasin Börü beşinci kattan atılarak, taşlanarak öldürüldü. Hiç bunu konuşuyorlar mı? Hiç bunu dile getiriyorlar mı? Getirmiyorlar. Ben buradan Kürt kardeşlerime sesleniyorum: Biz, sizi hiçbir zaman ayrıma tabi tutmadık ve tutmayız da. Çünkü biz, 'onlar öyle diyor, böyle diyor diye değil'; Türk’üyle, Kürt’üyle, Arap’ıyla, Laz’ıyla, Çerkez’iyle, Gürcü’süyle, Abaza’sıyla, Boşnak’ıyla, Arnavut’uyla ve Roman’ıyla aklınıza kim gelirse, biz yaratılanı yaratandan ötürü sevdik. Ama bunlar, bir vahşetin tahrikçisi, müsebbibi olarak ortaya çıkmışlar, utanmadan, sıkılmadan parti binalarına yapılan saldırı için bizi suçluyorlar. Silah sizin işiniz. Bomba sizin işiniz. Şiddet sizin işiniz. Yakıp yıkmak sizin işiniz. Biz hayatımız boyunca sadece ve sadece siyasetin meşru araçlarını kullandık. Siz dağa da gider gelirsiniz, dağ ile iyi anlaşırsınız. Dağdan da tehditler gelir. Ne olacak? Bu tehditlerle mi bir yere varacağınızı zannediyorsunuz? Biz, insanları yaşatmak için mücadele verdik. Çözüm sürecini bunun için başlattık.”

“ÇÖZÜM SÜRECİ’Nİ SABOTE ETMEK İÇİN HER YERE BAŞVURDUNUZ”

Bu yola çıkarken “demokratik açılım, millî birlik, kardeşlik, çözüm süreci” dediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın her yerindeki mağdur ve mazlumlara bunun için el uzattıklarını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siz ne yaptınız? Çözüm Süreci’ni sabote etmek için her yere başvurdunuz” diyerek, “Biz Mursi'ye sahip çıktık. Malum 106 idam kararı verdiler, ona karşı çıktık ama siz 'Kudüs, Yahudilerindir' dediniz. Diyen kim? İşte bu terör örgütünü arkasına alanlar. Bunlar Taksim'i Kabe'leri olarak ilan ettiler, geçmişte de CHP zihniyeti 'Kabe, Arap’ın olsun bize Çankaya yeter' diyordu. Bunların birbirinden farkı yok al birini vur öbürüne ama bizim bir Kabe'miz var, o da Mekke'de” diye konuştu.

“DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINI KALDIRMAYA GÜCÜNÜZ YETMEZ”

Diyanet İşleri Başkanlığının kaldırılmak istendiğine değine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Neye göre bunu söylüyorsun? Buna gücün yeter mi? Yetmez. Din dersi kaldırılacakmış. Buna gücün yeter mi? Yetmez” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'nin imam hatip okullarının orta kısmını kapatacağını söylediğini aktararak, “1+8+4 sonra Kayseri'ye gidiyor, 'hayır, biz böyle bir şey söylemedik' diyor. Seçim beyannamenin içinde var. Dürüst ol dürüst. Zaten seçim kampanyalarının dışında senin bu yalanlarına alışmıştık da hiç olmazsa seçim zamanı işi biraz daha manevrayı düzelt. Yok. 'Söylemedim' diyor. Biz bu formülü biliyoruz. 600 binden 60 bine imam hatip okulları öğrenci sayısını bununla düşürdünüz. Biz orta kısımlarını da açtık, şimdi imam hatiplerde öğrenci sayısı bir milyona çıktı. Bir takım medya kuruluşları, sizden, onlarla ilgili söylüyorum çiçek çocuklar, devrim kahramanları, pop starlar çıkarmaya çalışıyor olabilir ama milletimiz bunların gerçek yüzünü biliyor. Bunlar 'Ali'siz Alevilik' fitnesinin savunucularını vitrine çıkartarak oluşturmaya çalıştıkları imajla çok farklı bir yöne doğru gidiyorlar” diye konuştu.

“BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜYLE PARALEL ÖRGÜT, CAMİLERDE BERABER KAMPANYA YÜRÜTÜYORLAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanı'nın kullandığı arabanın, 320-330 bin liralık bir araba olduğunu vurgulayarak, "Ne diyorlar; '1 milyon.' Neymiş, bu kaynakmış. Elinize dilinize dursun. Hepsinin altında Mercedes var. Geçen gün bir lüks Audi'yi gösterdi gazeteler. Siz busunuz. Ne için dürüst olmuyorsunuz. Bu makama bu araç az bile” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Utanmadan sıkılmadan 'camide toplanan paralarla Mercedes alınıyor' diye bölücü terör örgütüyle bu malum örgüt, paralel örgüt beraber camilerde şu anda kampanyalar yapıyorlar. Camide cemaati bölüyorlar, bunlar zaten ümmeti, milleti parçaladılar, anneleri evlatlarıyla, karıyı kocayla adeta dövüşür hale getirdiler" ifadelerini kullandı.

“DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI, ÇOK SAYIDA DİLDE KUR’AN MEALİ HAZIRLIYOR”

Anadolu'da Kur'an'ın Kürtçe mealini gösterdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çıkıyor ertesi gün bir yalan söylüyor Eş Başkan, diyor ki; 'Diyanet, Cumhurbaşkanına bir tane Kürtçe meal hazırlattı. O da daha önce bir vakfın hazırladığı Kürtçe mealdi.' El insaf. Ey benim Kürt kardeşlerim, 10 bin adet Diyanet bastırdı ve bunlar Güneydoğu'ya gönderildi. Niye? Türkçe bilmeyen benim Kürt kardeşlerim Kürtçe Kur'an mealini okusun diye. Böyle bir Diyanet alkışlanır ama bunlar tam aksine Diyanet İşleri Başkanımızı yuhalattılar. Şimdi Diyanet İşleri Başkanlığımız, Ermenice meali olan Kur'an da hazırlatıyor, biz Mesnevi'de sadece 18-20 dil var, aynı şey Kur'an-ı Kerim için de olacaktır. Bu zaten Diyanet İşleri Başkanlığımızın görevidir” dedi.

“92 YILLIK CUMHURİYET TARİHİNDE BU MİLLET, DARBECİLERE VE CUNTACILARA EYVALLAH DEMEMİŞTİR”

Konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz Çanakkale'de yedi düvele karşı mücadele vermiş milletiz" diyerek, "Bunu bir defa görmemiz lazım. Bu millet 92 yıllık Cumhuriyet tarihinde, nice darbecilere, cuntacılara, kriz tellallarına eyvallah etmemiş bir millettir. Sanıyor musunuz ki 'medya cilalıyor, birileri sırtınızı sıvazlıyor' diye bu millet meydanı size bırakacak. Ne sizin, ne size ödünç oy dilenen ana muhalefet partisinin, ne de ısrarla Meclis'te görmek isteyen milliyetçi olduğu iddiasındaki partinin çabası bu oyunun amacına ulaşmasına yetmeyecek. Paralel yapı denen ihanet çetesi de sizi kurtaramayacak bunu da bilesiniz" dedi. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin arka kapılarında yapılan anlaşmayı hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin bu oyunlara, tezgâhlara gelmeyeceğini söyledi. 27 Mayıs'ta, 12 Eylül'de ve 28 Şubat'ta milletin bu oyunların alasını görüp yaşadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin bunlara prim vermediğini kaydetti. Son 12-13 yıla bakıldığında dahi bunun açıkça görüldüğüne dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milletimiz 2002'de bu oyunu bozdu, 2007'de, 2011'de, 2014'te bozdu. Milletimiz bu oyunu 7 Haziran'da da inşallah bozacak" ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE ARTIK ESKİ TÜRKİYE DEĞİL”

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti: “Gezi'de başaramadığınızı, 17-25 Aralık'ta beceremediğinizi, 7 Haziran'da yapabileceğinizi sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz. Bir kez daha söylüyorum; Türkiye eski Türkiye değil. Bugün artık millî gelirini 230 milyar dolardan, 800 milyar dolara çıkarmış, ihracatını 36 milyar dolardan 158 milyar dolara ulaştırmış, Merkez Bankası'nın kasasında geldiğimizde hatırlayın 27,5 milyar dolar vardı, şimdi 122 milyar dolar var. Hatırlayın IMF'e olan borcumuz 23,5 milyar dolardı ama şimdi borcumuz kalmadı tam aksine şimdi borç verecek duruma geldik. Geçenlerde yalan yanlış yine atıyorlar, 'Türkiye'nin 600 milyar dolar borcu varmış. '400 milyar dolar borcu varmış.' Bir ülkenin borcu millî gelire oranla ölçülür. Bizim şu anda göreve geldiğimizde millî gelire oranla borcumuz yüzde 73'tü ama şimdi hamdolsun yüzde 35'e düştü. Devletin borçlanma faizi yüzde 63'tü, şimdi tek haneli rakamlarda. Enflasyon yüzde 30'du. Bu ülke, bu konuşanların yüzde 330 enflasyondan bahsetmeleri lazım. Biz geldik yüzde 30. Şimdi, tek haneli rakamda, biz buyuz, böyle çalıştık, böyle koşturduk” dedi.

SON YILLARDA YAPILAN MEGA PROJELER

Eğitim konusunda yapılan yeniliklere de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ders kitaplarının ücretsiz verildiğini hatırlattı. Kendilerinden önce üniversite öğrencilerine 45 lira burs verildiğini, bunu 330 liraya çıkardıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yüksek lisans öğrencilerinin 660, doktora öğrencilerinin ise 990 lira aldığını vurguladı.  Bunları yapan bir iktidar olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunlar sürekli laf laf laf. Dedemiz Fatih gemileri karadan yürüttü. Biz de ne yaptık? Asya'yı Avrupa'ya denizin altından Marmaray ile bağladık" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 ayda Marmaray'dan 73,5 milyon yolcu geçtiğini dile getirirken, Avrasya Tüneli'nin ise 2016-2017'de bitmesinin planlandığını söyledi. İstanbul Boğazı'nın üzerinde iki gerdanlık olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şimdi üçüncüsü olan Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün yapıldığını hatırlattı. Köprünün 4 gidiş ve 4 geliş şeklinde yapıldığını, ortasından da hızlı tren geçeceğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, fevkalade bir durum olmazsa köprünün yılsonuna yetişeceğini ifade etti. Aynı şekilde İstanbul'u İzmir'e bağlayan 425 kilometrelik otoban ve İzmir Körfez Geçişi'ni hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, halen yapımı süren asma köprünün dünyada ilk üçün içerisinde bulunduğunu kaydetti.

“BİZ ESERLERİMİZLE KONUŞUYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Laf değil, bunlar icraat. Utanmadan sıkılmadan eser diyor. Bunlara Ziya Paşa'nın diliyle konuşacağız, 'eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri.' Biz eserlerimizle konuşuyoruz. İşte 79 senede 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol, 12 senede 17 bin 600 kilometre bölünmüş yol. Biz bunu yaptık. Bütün anlattıklarım ortada, ama bunların dikili taşları var mı? Mesele halkımızın bu gerçekleri görerek, inşallah 7 Haziran'da gereken cevabı vermesi" dedi.

Türkiye'nin bugün artık savunma sanayi ihtiyacını millî kaynaklarıyla temin eden bir ülke haline geldiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yüzde 20'ydi biz geldiğimizde, şu anda yüzde 55'e çıkarmış durumdayız. Artık kendi helikopterimizi, kendi silahlarımızı, kendi tankımızı yapar duruma geldik. Gemilerimizi yapar duruma geldik. Artık 2023, 2053, 2071 vizyonuna doğru yürüyoruz. Böyle bir Türkiye var. Biz işte bu oyunlara karşı güçlü bir Türkiye diyoruz" diye konuştu.

“VATAN TOPRAKLARIMIZI BÖLMEYE KİMSENİN GÜCÜ YETMEZ”

“Yeni Türkiye, yeni Anayasayla ve başkanlık sistemiyle inşallah kurulacaktır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için her gittikleri şehirde milletle "Rabialarını" tekrarladıklarını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Nedir bizim Rabiamız, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Tek millet dediğimiz zaman bunun içinde, Türk'ü, Arap'ı, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Gürcü'sü, Abaza'sı, Arnavut'u, Boşnak'ı, Roman'ı, velhasıl hepsi bunun içinde. Tek bayrak, rengi şehidimizin kanı, hilal bağımsızlığımızın ifadesi, yıldız; şehidimizin ifadesi. Bu vatan topraklarımızı bölmeye kimsenin gücü yetmez" ifadelerini kullandı.

“PARALEL YAPI, YAPTIKLARININ BEDELİNİ AĞIR ÖDEYECEK”

Paralel yapıyla mücadeleye de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ulusal birliğimizi tehdit eden bu yapı, biliyorsunuz artık Millî Güvenlik Siyaset Belgemize hamdolsun girdi. Bundan böyle, terör örgütlerinin silahsızı var, silahlısı var. Bütün bunlar buna göre, muameleye tabi olacaktır. İşte bunların adalet saraylarında çevirdikleri tuzakları görüyorsunuz, bir savcımızı nasıl şehit ettiklerini gördünüz. Bunların bedelini bunlar ağır ödeyecekler” dedi.

Konuşmanın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan eşi Emine Erdoğan, Başbakan Yardımcıları Yalçın Akdoğan, Ali Babacan, TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve diğer ilgililer Esertepe Rekreasyon Alanı’nın açılış kurdelesini kestiler.

Tüm Haberler