Malatya’da sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile kahvaltıda bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, paralel devlet yapılanmasının artık ulusal bir güvenlik meselesi haline geldiğini vurgulayarak, “17-25 Aralık tarihlerinde, emniyet ve yargı içindeki bir çete eliyle, Türkiye’nin siyasi ve ekonomik varlığını çökertmeye yönelik bir darbe girişimi başlatıldı. Bizim dirayetli duruşumuz ve milletimizin feraseti sayesinde, bu darbe teşebbüsü de akamete uğradı ve neticesiz kaldı” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çeşitli temas ve incelemelerde bulunmak ve açılışlar yapmak için Malatya’ya bir ziyaret gerçekleştiriyor.
Elazığ’a gerçekleştirdiği ziyareti tamamlayarak dün Malatya’ya geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile kahvaltıda bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kahvaltılı toplantıda yaptığı konuşmada, son iki yılda Malatya’ya altıncı gelişi olduğunu belirterek, bunun Malatya’ya olan muhabbetinin en güzel ifadesi olduğunu söyledi. 10 Ağustos seçimlerinde verdikleri yüzde 70’lik destek için tüm Malatyalılara şükranlarımı sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Malatya, daha önceki seçimlerde olduğu gibi, bu seçimde de kendisine yakışanı yaptı. İnşallah güveninize, itimadınıza layık olmaya çalışacağım. Namusunuz görerek sahip çıktığınız oyunuzun hakkını vermek için tüm gücümle çalışacağımı bilmenizi isterim. Allah mahcup etmesin” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün, toplu açılış töreni için Elazığ’da olduğunu hatırlatarak, “Gakkoşlar, her zamanki gibi bizi yine bağırlarına bastı, onlar da 10 Ağustos’ta yüzde 71 oy oranıyla, hamdolsun bizlere desteklerini vermişlerdi” dedi. Toplu açılışını yapacakları eser ve hizmetlerin, şimdiden Malatya’ya hayırlı olmasını dileğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yatırımları Malatya’ya kazandıran hükümeti, tüm kurumları, özel sektörü ve Büyükşehir Belediyesi’ni tebrik ettiğini söyledi.
“ÜLKENİN, MİLLETİN FAYDASI VE ALLAH RIZASI İÇİN YAPILAN HER İŞİN SONUNA KADAR ARKASINDAYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin ve milletin faydası için, Allah rızası için yapılan her işin sonuna kadar arkasında olduklarını ve sonuna kadar desteklediklerini vurgulayarak şunları söyledi: “Bizim ömrümüz hamdolsun hizmetle geçti. Siyasi partilerde, sivil toplum kuruluşlarında, belediyede, hükümette bulunduğumuz her yerde millete hizmetin çabası içinde olduk. Bunlar verilen emanetti, bu emanetlere layık olmaya çalıştık. Ülkenin ve milletin lehine olan her işi desteklediğimiz gibi, aleyhine olan her işin de karşısında olduk, olmaya devam edeceğiz. Bu sadece ülkemiz için geçerli değil, dünya için de böyle. Dünyada da, hak karşısında kim varsa biz de onların karşısındayız. Dünya’da mazlum milletlere karşı çaba gösteren ne kadar zalim varsa onların da karşısında olduk, olmaya devam edeceğiz.”
“GEZİ OLAYLARI İLE ÜLKEYİ TERÖRİZE EDEREK SİYASİ SONUÇ DEVŞİRMEK İSTEDİLER”
Türkiye’nin son iki yıldır, 2 önemli ve ibretlik hadise yaşadığını ve 2 önemli sıkıntıya maruz kaldığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlardan biri Gezi olaylarıydı. Taksim’de, Gezi Parkı’nda 12 tane ağaç, bir yerden sökülerek, bir başka yere taşınmak üzere atılan bir adım bahane edildi. Önce İstanbul’u sonra Türkiye’nin her yerini karıştırmaya sokakları terörize ederek, buradan siyasi sonuç devşirmeye çalıştılar. Bunu yapmaya gayret ederlerken bazı siyasi partilerin başında olanlar, temsilcileri, bundan bir şeyler elde etmeye çalıştılar. Fakat bunu yapanlar, kendi partilerinin, işte Yalova’da, işte Sarıyer’de, bırakın bir ağacı söküp, bir yerden bir yere taşımayı, oralarda, 40-50 yıllık ağaçları kesip, doğrayarak, adeta bir doğa katliamı yaparken, buna sessiz kaldılar. Hiçbir şey söylemediler. Hadi, neredeydiniz çevreciler, hani doğaya sahip çıkanlar, niye burada konuşmadınız? Niye sesinizi çıkarmadınız? Çünkü dürüst değiller, samimi değiller. Bu vesileyle seçilmiş hükümeti ve güvenlik güçlerini hedef alarak, vatandaşın malına, canına ve hatta ülkemizin genelinde kamuya hizmet eden ne varsa, tüm bunlara kastettiler. Ekonomimize, demokrasimize kastettiler, ülkemizin tüm birikimlerine saldırdılar. İçeriden ve dışarıdan verilen desteklerle, haftalar boyunca Türkiye’yi adeta savaş alanına çevirdiler. Ama kararlı duruşumuz sayesinde bu darbe teşebbüsü akamete uğradı, sonuçsuz kaldı” dedi.
17-25 ARALIK SÜRECİ: “EMNİYET VE YARGI İÇİNDEKİ BİR ÇETE, SİYASİ VE EKONOMİK VARLIĞIMIZI ÇÖKERTMEK İSTEDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçime yakın bir zamanda bir başka darbe teşebbüsüyle daha karşılaştıklarını da anlatarak, “17-25 Aralık tarihlerinde, emniyet ve yargı içindeki bir çete eliyle, Türkiye’nin siyasi ve ekonomik varlığını çökertmeye yönelik bir darbe girişimi başlatıldı. Bizim dirayetli duruşumuz ve milletimizin feraseti sayesinde, bu darbe teşebbüsü de akamete uğradı, neticesiz kaldı. Esasen bunlar, birbirinden bağımsız hadiseler değildir. Bunlar, aynı üst aklın, aynı hedefe farklı yollarla ulaşma çabasından başka bir şey değildir. Bakıyorsunuz, 17-25 Aralık darbe teşebbüsünün gerisinde kendisine hizmet hareketi diyen, cemaat kisvesi altında çalışan, dinî ve millî tüm değerlerimizi fütursuzca kullanan bir yapı var. Pensilvanya’dan yönetilen ve artık kayıtlarda adı Paralel Devlet Yapılanması olarak geçen bu örgüt, yıllarca cemaat kisvesi altında insanımızın, adeta kanını, iliğini sömürdü. Yurt içinde ve dışında okul yapıyorum, yurt yapıyorum, eğitim veriyorum, kurban kesiyorum, yardım dağıtıyorum diyerek, himmet adı altında, burs adı altında inanılmaz paralar topladılar. Önce gönüllü olarak topladıkları bu yardımları, daha sonra, kamu kurumları içindeki yandaşlarının güçlerini ve imkânlarını kullanarak, zorla, tehditle almaya başladılar” diye konuştu.
“İNSANLARI, ELLERİNE NE GEÇERSE ONUNLA TEHDİT EDEREK ADETA BİR KORKU İMPARATORLUĞU İNŞA ETTİLER”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Güvenlik Kurulu’nda bu yapının “ulusal güvenliği tehdit eden örgüt olduğuna dair” karar çıkarttıklarını, ulusal güvenliği tehdit eden legal görünüm altındaki illegal örgütlenmelere karşı mücadele kararı aldıklarını söyledi. Bu kararı hükümete bildirdiklerini, hükümetin de bunu Bakanlar Kurulu’ndan geçirmek suretiyle tüm kurumlara ilettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi de öyle zannediyorum Nisan ayında Millî Güvenlik Siyaset Belgesi içerisinde artık bu yerini alacak. İnsanları polisle, savcıyla, hâkimle, müfettişle, aileleriyle, zaaflarıyla, ellerine ne geçerse onunla tehdit ederek, adeta bir korku imparatorluğu inşa ettiler. Zahirde hizmet hareketi olarak gözüken bu yapı, esasta bir şantaj şebekesine dönüştü. İnsanların görüntülerini kaydederek, telefonlarını dinleyerek, bilgisayarlarına girerek, muhasebe kayıtlarına sızarak, elde ettikleri bilgileri depoladılar, gerektiğinde çıkartıp kullandılar” dedi.
“BİR CEMAAT, BİR DİNÎ YAPI BÖYLE İŞLERİN İÇİNDE OLABİLİR Mİ?”
“Bütün bunlar eğitim için, yardım için, Allah rızası için çalışan insanların yapacağı iş midir? Bir sivil toplum kuruluşu, bir cemaat, bir dinî yapı böyle işlerin içinde olabilir mi?” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, gönüllü ya da gönülsüz toplanan bu paraların ahlaka, vicdana, imana sığmayacak şekilde kullanıldığını söyledi. Himmet, burs kurban diye toplanan paraların bir bölümünün Türkiye’deki ve yurtdışındaki bazı siyasi partilerin seçim kampanyalarına gittiğini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun içinde Amerika var, Avrupa ülkeleri var, buralara bile yardım olarak gidiyor. Burada bizim şöyle başımızı iki elimizin arasına alarak düşünmemiz gerekmiyor mu? Biz bu yardımı sadece rıza-i bari için verdik, eğitim için verdik. Hizmet dediniz, bunun için verdik. Kalkıp da filanca ülkedeki kampanyalara destek olarak size vermedik. Ben sana hangi niyetle verdiysem senin de o niyet istikametinde bunu kullanman gerekirdi, ama kullanmadılar. Bu paraları kendi pis işlerinde kullandıkları kişileri de susturmak için dağıttılar. Yardım diye topladıkları paralarla ticari işler yapıyorlar, kurdukları bankayla kendi şirketlerine usulsüz şekilde kaynaklar aktarıyorlar, Türkiye’yi dünyaya şikâyet için kullanıyorlar, para yedirerek ve Türkiye’yi onlara şikâyet ediyorlar. İnanın böyle bir tavrın içinde PKK bile olmadı, bu denli bir tavrın içinde olmadı. Onlar bu işleri silahlı yaptılar, zaman zaman benzer şeyleri onlar da yaptılar, ama bu denli, bu işi başaramadılar. Böyle bir şey olabilir mi? İşte yolsuzluk budur, hırsızlık budur, en büyük ahlaksızlık budur.”
“PARALEL DEVLET YAPILANMASININ İPLİĞİ PAZARA ÇIKMIŞTIR, BUNLARIN KİME HİZMET ETTİĞİ ORTADADIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yapının ülkedeki sivil toplum kuruluşlarına, gönüllü teşekküllere, cemaatlere çok büyük zarar verdiğini ifade ederek, “Zaman zaman da, o zaman ben Başbakan’ım, ‘Bu hükümet diğer cemaatlerin de çalışma şartlarını ortadan kaldırıyor, onlara da çok büyük zararlar verecek’ gibi akla ziyan açıklamalar yaptılar. Bütün samimi gayretler güven üzere, itimat üzere yürür. Bugün pek çok sivil toplum kuruluşumuz, cemaatimiz ülkemizde ve ülkenin dört bir yanında çok hayırlı, takdire şayan hizmetler yürütüyorlar. Bu hizmetlerin hepsinin de kaynağını, çoluğunun çocuğunun nafakasından artırdığı paralarla milletimiz sağlıyor. Siz milletten okul yapacağım, burs vereceğim, yardımda bulunacağım diye topladığınız paraları karanlık emellerinize alet ederseniz, karanlık işlerde carcur ederseniz yanınızda kimseyi bulamazsınız. Ben buradan, hem milletimize, hem de sivil toplum kuruluşlarımıza seslenmek istiyorum: Pensilvanya Örgütü’nün, artık resmen bu ad tescil edilmiştir, paralel devlet yapılanmasının ipliği pazara çıkmıştır, bunların kim olduğu, nereye çalıştığı, hangi ülkelerle, odaklarla iş tuttuğu her geçen gün daha net şekilde ortaya çıkıyor. Gazetelerde yayınlanan belgeleri görüyorsunuz. Kim nerenin imamıdır, yurt içinde, yurt dışında ne gibi bağlantıları vardır, neler yapıyorlar, nasıl işler bağlıyorlar, bunların hepsi oralarda mevcut” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yapıyla mücadele etmeye başladıklarında Gayretullah’a dokunmaktan bahsedenler olduğunu belirterek, “Asıl Müslümanlara zulmedenlere ram olanların, onlarla al takke ver külah ilişkiye girenlerin yanında yer almak, buna müsamaha göstermek Gayretullah’a dokunur. Buna bakmamız lazım. Bunun böyle bilinmesi lazım” dedi.
“BU AZİZ MİLLETİ BIRAKIP OKYANUS ÖTESİNİ VE GÜNEYDEKİ SEVDİKLERİ ÜLKEYİ DOST EDİNDİLER”
Burada eksikten, kusurdan, hatadan, basit zaaflardan, masum ısrardan bahsetmediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burada inancımızın ve milletimizin varlığına kastedenlerin emrine girmiş bir ankebut yapıdan söz ediyoruz, bu çok önemli. Kendilerine bu aziz milleti bırakıp okyanus ötesini, güneydeki sevdikleri ülkeyi dost edinenlerden bahsediyoruz. Bu ülkelerin çıkarı için dünyanın dört bir yanında operasyonlara alet olanlardan bahsediyoruz. Hamdolsun, milletimiz o engin ferasetiyle bu yapının gerçek yüzünü kısa sürede gördü, anladı ve hak ettiği şekilde onu kendi dünyasına hapsetti” diye konuştu.
“GÖNÜL BİRLİĞİ İÇİNDE VATANDAŞLARIMIZA DAHA İYİ HİZMET VERMENİN ÇABASI İÇİNDE OLMALIYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sivil toplum kuruluşlarına, gönüllü teşekküllere, bu yapının insanın gönül dünyasında yol açtığı tahribatı süratle tamir etme görevi düştüğünü kaydederek şöyle seslendi: “Her biriniz kendi alanlarınızda daha çok çalışarak ve hizmet ederek milletimizin hayır, hasenat, dayanışma, yardımlaşma konusundaki yüce gönüllüğünü organize etmelisiniz. Benim vatandaşım yaptığı yardımın doğru yerde, doğru şekilde kullanıldığını gördüğünde, buna itimat ettiğinde hiçbir fedakârlıktan kaçınmaz, bunu biliyoruz. Yeter ki siz samimi olun, sıratı müstakim üzere olun” diye konuştu. Bu yapıya bağlı kuruluşların, hukuk yolu ve milletin iradesiyle eninde sonunda tamamen tasfiye olacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bundan hiç şüpheniz olmasın. Burada herhangi bir boşluğun doğmasına, bir tek öğrencimizin, bir tek ihtiyaç sahibi vatandaşımızın dahi mağduriyet yaşamasına izin vermemeliyiz. Bunu hep beraber yapmamız gerekir. STK’ların üzerinde burada çok önemli bir görev var. İlgili kamu kurumları bir yandan, sivil toplum kuruluşları bir yandan el birliği, gönül birliği içinde vatandaşlarımıza daha iyi, daha güzel hizmet vermenin çabası içerisinde olmalıyız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Millî Eğitim Bakanlığının (MEB) kuracağı Maarif Vakfı ile ağırlıklı uluslararası camiadaki bu okulları, oralardaki yönetimler ‘Biz size verelim’ diyorlar. ‘Alın, yönetin ama burada, bunca öğrenci boşta kalmasın’ diyorlar. Onun için de şu anda hükümetimiz süratle böyle bir vakfı kuruyor. Bu konuda iş birliği halinde olacağımız ülkelerle şu ana kadar hangi devlet başkanı ile görüştüysem hepsi olumlu cevap vermiştir. ‘Tamam, biz hazırız, el ele verelim ama yeter ki bu öğrenciler meydanda kalmasın’ demişlerdir” dedi.
Aynı şeyin ekonomik alanda da yapıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda da Ekonomi Bakanlığı, ilgili kurumların yoğun bir işbirliği halinde Dış Ekonomik İlişikler Konseyi (DEİK) olarak bütün bu çalışmaları organize edeceğini belirterek, “Devlet olarak, Ekonomi Bakanlığı ile bu ekonomik ilişkileri uluslararası camiada sürdürmeye devam edeceğiz. Bu arada yaptığım tüm seyahatlerde DEİK riyasetinde bu çalışmaları sürdürüyoruz ve her geçen gün de bu tempoyu artırarak devam ettireceğiz'' diye konuştu.
“ÜLKEMİZ VE MİLLETİMİZ BU HASTALIKLI YAPIDAN KURTARILACAK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin ve milletin kazanımlarına halel getirmeden bu meselenin çözüme kavuşturulacağını, herhangi bir mevzi kaybına mahal vermeden, ülkenin ve milletin bu hastalıklı yapıdan kurtarılacağını vurgulayarak, bu destek ve gayret beklediğini söyledi. Sorunun, şahsi meselesi olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizin de özel meseleniz değil. Bu, memleket meselesi, millet meselesi, rıza-i ilahi meselesidir” dedi.
“AİLECE TEHDİTLER ALDIĞIMIZI SÖYLEMİŞTİM; ŞİMDİ BUNLAR ORTAYA ÇIKMAYA BAŞLADI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün gazetelerde çıkan haberleri hatırlatarak şunları söyledi: “Yaklaşık bir hafta kadar önce Bursa’da da söylemiştim; ‘tehditler alıyoruz’ diye. Ailece tehditler aldığımızı söylemiştim. Ben, ailem, hepsi. Şimdi bazı şeyler dökülmeye başladı. İşte kızımla ilgili, şahsımla ilgili tehditler ortaya çıktı. Aylardır ortaya çıkan bir isim var. Ya, delikanlıysan çık ortaya. Gizli olarak niçin kalkıp da bu şekilde bunu yapıyorsun? Biz bu yola çıktığımızda bir şey söyledik: Kefenimizi giyerek biz bu yola çıktık. Bizi buradan caydıramazlar. Ama sende yürek varsa, sende delikanlılık varsa böyle kod adıyla, mod adıyla ortaya çıkma. Sen terör örgütünün mensubusun, bunu biliyoruz. Onun için de kod adı kullanıyorsun. Açık ve net çık ortaya. Nereden konuşacaksan oradan konuş. Varsa elinde bir şey onu da ortaya koy. Ama bunu yapamadılar bugüne kadar. Yapamadıkları için böyle sütre gerisinde iftira kampanyalarıyla bunları yaptılar. Şimdi de tehditler. Tehditleri yaparken bakıyorsunuz ana muhalefet başkanıyla, onun yetkilileriyle özel görüşmeler ve onlara adeta bilgi veriyorlar. 'Biz işte böyle böyle benim kızımla ilgili onu öldürmek için görevlendirmeyi yaptık. Amerika'dan birisi gelecek, onunla ilgili adımı atacak.' Allah'ın verdiği ömrü kimsenin bir lahza geri, bir lahza ileri almaya yetkisi yok. Şu anda atılan bu adımlarla bizler kararlı bir şekilde yolumuza devam ediyoruz. Biz çalışmalarımızı aksatacak değiliz.”
“İÇ GÜVENLİK PAKETİ’NE KARŞI ÇIKMAK TERÖRLE MÜCADELEYE KARŞI ÇIKMAKTIR”
“İç Güvenlik Yasası” ile ilgili çalışmaları hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükümetin görevinin huzuru ve refahı sağlamak olduğunu söyledi. Terör örgütünün, yapılan yatırımlara zarar verdiğini, iş makinelerini yaktığını, müteahhit firmanın görevlilerini kaçırdığını, haraç istediğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunların uzantıları, bakıyorsunuz parlamentoya kadar uzantı sirayet ediyor” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Parlamento’da terör örgütü ile ilgili alınan tedbirler kapsamındaki İç Güvenlik Paketi’ne karşı çıkmanın, terörle mücadeleye karşı çıkmak anlamına geldiğini belirterek, “Bunu böyle bilmemiz lazım. Eğer dürüst olsalar, samimi olsalar terörle mücadelede şu şekilde maddeler buraya ilave edilir. Güvenlik güçlerinin elini güçlendireceksin ki rahat müdahale etsin. Bunu Amerika'da yapabilir misin, yapamazsın. Batıda yapabiliyor musun, yapamazsın. Anında götürürler, hiç şakası yok bunun. Polis sana 'Dur' dedi. Duracaksın. Durmadığın zaman gerekli muameleyi yapar. Orada hak oluyor da, Türkiye'de bu işin ortasını bulalım, bunu çözmemiz lazım. Eğer bunun çözemezsek terör örgütünün gücünü artırırız.”
7 HAZİRAN SEÇİMLERİ: “İNSANLARI DAĞA GÖNDERİLMEKLE TEHDİT EDİYORLAR; BÖYLE DEMOKRASİ OLUR MU?”
7 Haziran seçimlerinin yaklaştığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhtarların tehdit edildiğini belirterek, “Bu köyden başka bir siyasi partiye oy çıkmayacak. Çıktığı takdirde hepiniz dağa gönderilirsiniz” şeklinde tehdit edildiğini belirterek, “Böyle bir demokrasi olabilir mi? Şimdi Parlamento'da bunların uzantıları var. 'Demokrasi' diyorlar. Ne demokrasisi? Sizin böyle bir anlayışınız olsa önce, dağda gidip geliyorlar ya, araları iyi oralarla, o zaman önce bu işi halledin. Gelin bu konuda teklifiniz neyse bu teklifleri söyleyin. Böyle bir teklif de yok. Sadece ön kesmek. Ne yaparlarsa yapsınlar. Bu parlamentodan her türlü engellemeye rağmen bu çıkacaktır. Ben buna inanıyorum çünkü aklıselimin yolu bir” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha çok çalışarak, daha çok fedakârlıkta bulunarak, hep birlikte Türkiye’nin hak ettiği aydınlık yarınlara çıkartılacağına inancını dile getirdi. Yeni ve modern bir Türkiye için farklı bir yolda olduklarını, yeni bir Türkiye’nin kurulduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “12 sene öncesinin Türkiye’si yok artık; aynı şekilde 12 sene öncesinin Malatya’sı da yok” diyerek sözlerini tamamladı.