15 Temmuz

 

10 Soruda FETÖ

 

 

 

“Bizim Devletimiz, Sınırları Cetvelle Çizilmiş, Proje Olarak Kurulmuş Bir Devlet Değildir”

20.02.2015
“Bizim Devletimiz, Sınırları Cetvelle Çizilmiş, Proje Olarak Kurulmuş Bir Devlet Değildir”

 

Elazığ İzzet Paşa Meydanı’nda gerçekleştirilen toplu açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Milleti’nin yüzlerce yıllık bir tarihe sahip olduğunu belirterek, “Bizim milletimiz ağaç kovuğundan çıkmış değil. Bizim devletimiz de lütufla kurulmuş bir devlet değil. Bizim binlerce yıllık bir tarihimiz var. Cumhurbaşkanlığı forsundaki 16 yıldız, tarih boyunca kurduğumuz 16 büyük devleti temsil ediyor. Bugünkü kurumlarımızın pek çoğu, ilk defa Cumhuriyetle ortaya çıkmış değil” dedi.

Açılış töreninde yaptığı konuşmasına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,  Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybeden annesi Fidan Yazıcıoğlu’na Allah’tan rahmet, ailesine başsağlığı dileyerek başladı.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışı yapılan, 2 katrilyon 754 trilyon lira tutarındaki 50 kalem eserin ve hizmetin Elazığ’a, ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını dilediğini söyledi.

Konuşmasında, “10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 71’lik bir oy oranıyla bizi destekleyen Elazığ’a şükranlarımı sunuyorum. Gakkoşlar bizi bu tarihi seçimde mahcup etmedi, inşallah biz de onları mahcup etmeyeceğiz. Siz bize kucak açtınız, vefa gösterdiniz, bizim de kollarımız, gönlümüz, yüreğimiz sonuna kadar size açık kalmaya devam edecek” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Gakkoş, herkese “Gakkom” demez.  Gakkoş, herkese bu şekilde yüzde 71’lik destek vermez. Mazluma yumuşak, zalime sert olan, mertlikte üzerine kimseyi tanımayan Gakkoş, seçimde oy vereceği adamı da elbette buna göre seçiyor.”

 

 

“DURMAK, DURAKSAMAK, YORULMAK YOK”

Elazığ’a son gelişinin üzerinden 11 ay geçtiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “O zaman teşekkür için yeniden geleceğimi söylemiştim. Türkiye’nin 81 vilayeti var, biz 12 ay geçmeden yeniden Elazığ’dayız. Burası, Cumhurbaşkanlığı görevine geldiğimden beri ziyaret ettiğim 8. vilayet. Daha fazla söze hacet var mı? Aramızdaki, muhabbeti, uhuvveti anlatmak için başka söze gerek var mı? Sizler yanımızda olduğunuz sürece, bize durmak, duraksamak, geri çekilmek yok, yorulmak yok. Allah birliğimizi, beraberliğimizi, yol arkadaşlığımızı daim etsin diyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tören ile Milli Eğitim Bakanlığı’nın 369 dersliği, 2 adet 400 yataklı pansiyonu, 2 adet spor salonu, Fırat Üniversitesi’nin okul binalarını, tekno kentin laboratuvarlarını, Harput bin kişilik öğrenci yurdunun resmi açılışını yaptıklarını söyledi.

ELAZIĞ’A YAPILAN YATIRIMLAR

Ayrıca çeşitli bakanlıkların ve onlara bağlı kurumların hizmet binaları, hizmet merkezlerinin açılışlarını da yaptıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ulaştırma Bakanlığımız; Elazığ-Maden, Elazığ-Kömürhan, Elazığ-Keban yolları ile üst geçitler, viyadükler, tüneller, il yolları inşa etti.  Bunların resmi açılışlarını bugün gerçekleştiriyoruz. İl Özel İdaremizin, belediyelerimizin şehrimize kazandırdığı çok güzel eserler, çok güzel hizmetler bulunuyor. 11 ay önceki Elazığ ve bugünkü Elazığ gelişerek devam ediyor. Daha da güzelleşiyor, daha da güzelleşecek inşallah. TOKİ, 160 adet afet konutunu tamamlayarak hak sahiplerine teslim etti, onları da bugün hizmete alıyoruz. Orman ve Su İşleri Bakanlığımız, yap-işlet-devret modeli ile tam 1 katrilyon 536 trilyon lira yatırım bedeli olan Beyhan-1 Barajı ve Hidroelektrik Santrali ile 615 trilyon lira yatırım bedeli olan Pembelik Barajı ve Hidroelektrik Santralini Elazığ’la birlikte ülkemize kazandırdı. Hayırlı olsun. Bu önemli tesislerin açılışını da bugün buradan gerçekleştiriyoruz.  Evet, tam 2 katrilyon 754 tirlyon liralık bir yatırımı, 50 kalem eseri böylece Elazığ’ımızın hizmetine sunmuş oluyoruz.  Tüm bu yatırımların, tüm bu eserlerin hayırlı olmasını diliyorum. Bu hizmetlerin şehrimize kazandırılmasında emeği geçen herkesi kutluyor, hepsine şükranlarımı sunuyorum” dedi.

“Uzun inci bir yoldayız gidiyoruz, gündüz gece, uzun ince bir yoldayız, gideceğiz gündüz gece” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, 17 bilim adamı ve münevverle birada olduklarını, Başkanlık Sistemi, Yeni Anayasa ve Yeni Türkiye’yi konuştuklarını, onların değerlendirmelerini dinlediğini, kendi görüşünü ifade ettiklerini belirterek, Elâzığ’da bu konuda hasbihal etmek, dertleşmek istediğini söyledi.

“BİNLERCE YILLIK BİR TARİHİMİZ VAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim milletimiz, Gakkoşlar, ağaç kovuğundan çıkmış değil. Bizim devletimiz de, sınırları cetvelle çizilmiş, proje olarak, lütufla kurulmuş bir devlet değil. Bizim binlerce yıllık bir tarihimiz var. Cumhurbaşkanlığı forsundaki 16 yıldız, tarih boyunca kurduğumuz 16 büyük devleti temsil ediyor. Bugünkü kurumlarımızın pek çoğu, ilk defa Cumhuriyetle ortaya çıkmış değiller. Kara Kuvvetlerimizin tarihine bakıyorsunuz, yüzlerce hatta hatta bir rivayet milattan önceye dayanıyor. Bu denli bir tarihe sahip olan, adaletten eğitime kadar her alanda yüzlerce, binlerce yıllık bir birikime sahibiz. Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethettikten hemen bir yıl sonra, bugünkü üniversitelerimizin temeli sayılan eğitim kurumlarını oluşturdu ve faaliyete geçirdi. İstanbul’daki üniversitelerimizin pek çoğu, o nüveden, o çekirdekten doğarak büyüdü, gelişti, bugüne ulaştı. Türkiye Cumhuriyeti de, bizim son devletimizdir. Devletin yönetim biçimi ise, dönemin şartlarına, imkânlarına göre belirlenmiş ve bu şekilde devam edip geldi” dedi.

“MEVCUT SİSTEM ARTIK BİZE DAR GELİYOR”

Değişimin de hayatın bir gerçeği olduğunu vurgulayan ve dünyayla birlikte Türkiye de değiştiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimizin ülkeyi yönetme sorumluluğunu verdiği bizlere düşen görev, bu değişime uygun şekilde, Türkiye’yi sürekli daha ileriye götürmektir. Şimdi ben diyorum ki, mevcut sistem artık bize dar geliyor. Türkiye’nin daha hızlı karar almasını, daha süratli iş yapmasını sağlayacak bir yönetim sistemine ihtiyacı var. Bunun adı da Başkanlık Sistemidir. Esasen, bizim kadim devlet geleneğimizdeki yönetim sistemi de budur. Adı ne olursa olsun, bizim tarihimizde, milletin kahir ekseriyetinin desteğini, tasvibini, rızasını almayan yöneticilerin devletin başında kalmasının mümkün olamadığını görüyoruz. Şimdi sizler, bu kardeşinizi bizzat seçtiniz. Vekiller vasıtasıyla değil, bizzat seçtiniz. Bu ülkede bir 367 garabeti yaşamadık mı? Oynanan oyunu biliyorsunuz. Biz de o zaman bir karar aldık, ‘millete gideceğiz’ dedik. Ve size geldik siz de 10 Ağustos’ta gereken cevabı verdiniz. Meşveret, istişare elbette olacak. Ancak davulu seçtiğiniz kişinin boynuna asıp, tokmağı millete karşı sorumsuz güçlerin eline teslim ederseniz, işte o sistem teklemeye başlar, yürümez” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son günlerde Meclis’te yaşananlara dikkat çekerek, bunun yakışmadığını söyledi.

Ülkemizde, 1960 Anayasasıyla böyle bir sistem kurulduğunu,1980 Anayasasıyla da bu sistem iyice tahkim edildiğini, bunun huzur ve refah getirmediğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu oyunu ilk kez kendilerinin bozduğunu ifade etti.

“BİZ BAĞCIYI DÖVMENİN DEĞİL ÜZÜM YEMENİN DERDİNDEYİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ne kadar değiştirilirse değiştirilsin ne kadar tadil edilirse edilsin, mevcut sistemin yamalı bohça olduğunu ve bundan bir sonuç elde edilmediğini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biliyorsunuz benim, Başbakanlığım döneminden beri milletimize bir Yeni Anayasa sözüm var. Bunun için Meclis’te komisyon kurduk. Milletvekilleri içinde yüzde 60’lık bir çoğunluğa sahip olmamıza rağmen, dedik ki, bu komisyonda her parti eşit şekilde temsil edilsin. 300 küsur milletvekili olan parti de 3 temsilciyle, 30 milletvekili olan parti de 3 temsilciyle bu komisyonda yer aldı. Çünkü biz bağcıyı dövmenin değil üzüm yemenin derdindeyiz. Amacımız, mümkün olan en geniş katılımlı bir anlayışla Türkiye’nin ihtiyacı olan Yeni Anayasaya kavuşmasını sağlamaktı. Ama olmadı Bizim dışımızdaki üç partinin 9 tane temsilcisi, biz üç konuş, konuş bir yere varamadık.47 tane madde hazırlandı, altına temsilciler imza attı. ’Hadi gelin şunları çıkaralım‘ dedik, yanaşmadılar. Daha sonra 60 madde oldu. Kendileri teklif etti, ‘çıkaralım’ dediler, ‘Hadi’ dedik, ‘Olmaz, dördümüzün bir araya gelmemiz lazım’ dediler. Birisi çıkıyor mızıkçılık yapıyor, ne yapacağız. Gene olmadı. Şimdi diyorum ki, 400’ü verin, Yeni Türkiye’ye kuralım, yeni anayasayı yapalım, Başkanlık sistemini kuralım, Çözüm Süreci’ne koşalım. Bunu başarmamız lazım. Çünkü bu komisyonu dürüst bir vaziyette çalıştırmadılar. Niye? Çünkü onların böyle bir derdi yok. Türkiye’nin ihtiyacı nedir, milletin talebi nedir, hem bilmiyorlar, hem de umurlarında değil. Hayatları boyunca bu milletin, bu ülkenin geleceği için taş üstüne taş koymadıkları gibi, hayırlı her işi de engellemenin çabası içinde oldular.”

“MİLLETE HİZMET BİR AŞK İŞİDİR”

“Bir tarafta TBMM’de, ‘Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir’ diyeceksin, öbür tarafta milletin seçtiği ‘Cumhurbaşkanı’na konuşma yasağı getirin’ diyeceksin. Kusura bakma, bizim önümüzü böyle kesebilecek bir yiğit görmedik daha. “Diz vur gakkoşum hey!.. de, kükresin halay kolu. Kövenk’in pınar başı, görünsün saray yolu Bunlar, bu yerin sesi, bu gökün gürlemesi mayası aşk, ateştir; belki sarmaz herkesi!”  Millete hizmet bir aşk işidir.  Gakkoşum ne güzel söylemiş: bu aşk, bu ateş herkesi sarmaz. Onun için de milletim onlara bu emaneti teslim etmez, etmiyor.  Yunus gibi yangın, Mevlana gibi dertli, Hacı Bektaş gibi vakur olmadan bu millete hizmet edemezsin” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “Ben Yeni Türkiye derken, Yeni Anayasa derken, Başkanlık Sistemi derken, kafamda da, kalbimde de sadece Büyük Türkiye hayali var, milletimin müreffeh geleceği var, 2023 hedefleri var, 2053, 2071 vizyonu var. Biz bugün varız, yarın yokuz. Ama bu ülke, bu millet inşallah ilelebet var olacak.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sultan Alparslan’ın 1071 damgayı vurduğunu, şimdi kendilerinin 2071 dediklerini belirterek, “Ne zaman? Onun 1000. yılında, işte mesele bu, hedef koymak bu, ufuk sahibi olmak bu. Ama bunların ufku yok. Bunlara şunu soracaksınız: Sizin bir yerde bir dikili ağacınız var mı? Yok. İşte 12 yıl önce iş başına geldiğimizde milli gelir neydi? 230 milyar dolardı. Şimdi ne oldu? Bakın 820 milyar dolar, nereden nereye geldik. Faiz neydi, şimdi ne? Enflasyon neydi, şimdi ne? Bunlara bakacağız. Ve elhamdülillah işte bölünmüş yollar, Elazığ’da görüyorsunuz. Bak sizin önünüzü kesmek için ne getirdiler? Başörtüsü yasağı getirdiler. Ne getirdiler? Orta kısmı kapattılar. Ne getirdiler? Katsayısı engeli getirdiler. Bunların hepsi kalktı mı? Şimdi bundan sonra görev sizde, şimdiden sonra çok çalışacaksınız ve istediğiniz üniversiteye, istediğiniz fakülteye girmek suretiyle bu millete, bu vatana hizmet etmeye devam edeceksiniz. Bundan sonra bahane yok, ona göre. Durmak yok, yola devam” dedi.

BAŞKANLIK SİSTEMİNİN ÖNEMİ

79 senede yapılan bölünmüş yolun 6100 kilometre olduğunu kendilerinin buna 12 yılda 17500 kilometre bölünmüş yol ilave ettiklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ” Dedem Fatih karadan gemileri yürütmüştü, biz de denizin altından Marmaray’ı yürüttük. Hamdolsun bunu gerçekleştirdik. Şimdi bitmedi, Avrasya tünelini yapıyoruz, yine denizin altından. O da bitmedi, Fatih Sultan Köprüsü’nün kuzeyinden şimdi de Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü yapıyoruz. 4 gidiş, 4 geliş, ortasından da hızlı tren, yüksek hızlı tren, ortadan da o geçecek. Nedir bu? Dünyayla yarışıyoruz, yarışacağız. Yeni Türkiye böyle olacak. Biz eski Türkiye değiliz, biz yeni Türkiye’yiz, adres bu. Ama bunu yeni anayasayla beraber yapacağız, bunu Başkanlık Sistemi’yle daha da hızlı yapacağız. Birileri bizi ayaklarımızdan çekiyordu, ama şimdi çekemeyecekler. Şimdi evvel Allah çok daha hızlı gideceğiz. Ve 12 yılda buraya geldik şimdi patinaj yapıyoruz, diyoruz ki patinaj yapmayalım, tekrar hızlanalım. İşte bunu Fransa’da, Amerika’da başkanlık sistemine geçmeden önce farklı bir şekilde gördüler ve bir patinaj süreci oldu onlarda da, 20 yıl, 30 yıl, 40 yıl sürdü bu, belli bir yere geldiler o rakamda tıkandılar. Ama bir değişim, sistemde bir güncelleme yaptılar sıçradılar. Şimdi Amerika’da demokrasi ileri mi? İleri. Ekonomi ileri mi? İleri. Hangi sistem var? Başkanlık Sistemi. Yani biz illa Amerika’daki sistemi almaya mecbur değiliz, bir arı maharetiyle, her çiçekten nasibimizi alırız, ondan sonra da kendi sistemimizi kurarız. Kendi geleneklerimize göre, kendi göreneklerimize göre bunu aynen üretir ortaya koyarız. Çünkü biz tarih boyunca bunu yaptık, evvel Allah yine yaparız.”

“ASLIN TERCİHİ ORTADAYKEN VEKİLİN SÖZÜNE BAKILMAZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişte Rahmetli Özal’ın, Demirel’in Rahmetli Türkeş’in ‘Başkanlık Sistemi’ dediğini hatırlatarak, ancak onların ardından gelenlerin şimdi bunu inkâr ettiklerini söyleyerek, “Rahmetli Erbakan Hocamız Başkanlık Sistemi dedi, rahmetli Yazıcıoğlu başkanlık diyordu, daha pek çok siyasetçi, siyasi parti aynı görüşü savundular. Gerçi şimdi onların mirasına oturduklarını iddia edenlerin bir kısmı çark ettiler, tam tersini savunuyorlar, ama önemli değil. Aslın tercihi ortadayken vekilin sözüne bakılmaz. Buna rağmen bu konuda maalesef şu anda arzu edilen ilerleme yok, fakat halkta var. Ne güzel söylemiş Elazığlı kardeşim; “tandır sıcakken ekmek tutar” öyle mi? Evet, demir tavında dövülür. Artık daha fazla vakit kaybetmenin anlamı yok. Türkiye için Başkanlık Sistemi’nin tam zamanıdır. Bizim bu teklifimize karşı çıkanlara bakıyoruz, ne diyorlar? Ne istiyorlar diye anlamaya çalışıyoruz. Sadece hakaret, sadece iftira, sadece demagoji. Neymiş efendim? Diktatörlükmüş, padişahlıkmış, şuymuş-buymuş; bunların hepsi boş laf, laf-ı güzaf. ‘Selin ağzı tutulur, elin ağzı tutulmaz.’ Öyle ya, baraj yaparsın, bent yaparsın, selin ağzını tutarsın, bunlarınkini tutmak mümkün değil. İş yok, sadece laf var, laf. Onun için biz teklifimizi milletimize yapıyoruz. Gakkoşlara yapıyoruz, Gakkomlara yapıyoruz. Biz dilekçemizi millete veriyoruz. Kabul ederse başımız gözümüz üstünde yeri var. Etmezse bu karara da saygı duyar, hizmetimize devam ederiz. Ben biliyorum ki milletim de bunu istiyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünkü gazetelerde Başkanlık Sistemi’ne desteğin yüzde 70 olduğuna ilişkin bir araştırma sonucunun yayınlandığına dikkat çekerek, ”Ben buradan, Elazığ’dan, İzzet Paşa Meydanı’ndan tüm Türkiye’ye sesleniyorum; gelin 7 Haziran seçimlerini yeni Türkiye, yeni anayasa, başkanlık sistemi ve çözüm süreciyle beraber ülkemizin tarihinde bir milat yapalım. Gelin nasıl doğrudan kendi oyunuzla, tercihinizle ilk Cumhurbaşkanını seçtiyseniz, 7 Haziran’dan sonra da ilk başkanınızı siz seçiniz. 7 Haziran’da bunu sağlayacak bir Meclis oluşturalım. Elazığ Türkiye’nin ilk başkanını seçmek istiyor mu? Bir daha sorayım, Elazığ Türkiye’nin ilk başkanını seçmek istiyor mu? Maşallah. 81 vilayetimizin her birinden de, yarın Malatya’dayım, inanıyorum ki Malatya da aynı cevabı verecek, aynı coşkuyla aynı sesin, aynı sedanın yükseleceğine inanıyorum” diye konuştu.

“TÜRKİYE BÜYÜDÜKÇE, GÜÇLENDİKÇE DERTLERİ DE ONA GÖRE BÜYÜYOR”

‘Büyük başın büyük derdi olur,’ sözünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye büyüdükçe, güçlendikçe dertlerinin de ona göre büyüdüğünü söyledi. Bu sıkıntıların hepsinden de üstesinden gelecek inanca, güce, imkâna sahip bir ülke olduğumuzu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeter ki birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi ilerletebilelim. İşte bu amaçla çözüm sürecini başlattık, tüm tahriklere rağmen süreci bugüne kadar kararlılıkla yürüttük.  Şunu tüm samimiyetimle ifade etmek isterim ki, bu kesinlikle bir al-ver meselesi değildir. Bu süreç, her şeyden önce bölgede yaşayan insanlarımızın geçmişte ihmal edilen haklarının, hukuklarının telafisini sağlayacaktır. Bununla birlikte, Türkiye’nin hedeflerine güçlü bir şeklide yürüyebilmesi, geleceğine güvenle bakabilmesi için gereken huzur ortamını teminat altına alacaktır. Çözüm sürecinin anlamını en iyi Elazığ’ın bileceğini sizlerin takdirine bırakıyorum. Çünkü sizler yıllardır terörün, çatışmanın, huzursuzluğun yanı başında yaşıyorsunuz; öyle mi? Gakkoşların mertliği sayesinde Elazığ’a terör ayak basamadı, ama çevrenizde yanan ateşi de yakından gördünüz, yaşanan acılara yakından şahitlik ettiniz. Kayabaşı’na doğru bakıp, ‘hey yardır o yardır, omzunda şalı da var, üstünde ay yıldızı, beyazı da, alı da var;’ öyle mi? Böyle ağıt yaktınız sevdiklerinizin acılarını bir daha yaşamayın diye biz bu süreci başlattık ve sabırla sürdürüyoruz. Çayda çıra oynarken mutlulukla seyretmeyi hayal ettiğimiz evlatlarımızın cenazeleri önünde gözyaşı dökmeyelim diye, anaların feryatlarıyla yüreklerimiz dağlamasın diye çabalıyoruz. Ama bu süreçte sergilenen samimiyetsizlikleri, oynanan tüm oyunları, arkasında durulmayan sözleri de gayet iyi biliyoruz."

“BİZ DEVLETİ YÖNETME SORUMLULUĞUNU ÜSTLENEN İNSANLARIZ, DUYGUSALLIKLA HAREKET EDEMEYİZ”

Konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bununla birlikte şunu belirtmek durumundayım: bu malum bölücü terör örgütü; biliyorsunuz değil mi? Onun Parlamentodaki uzantıları; onları da biliyorsunuz değil mi?  6-7 Ekim’de olanları biliyorsunuz, Silopi’de olanları biliyorsunuz, Cizre’de olanları biliyorsunuz. Ya düşünebiliyor musunuz, suratlarında maskeler, etekleri giymişler, güya tanınmayacaklar, kaldırımları söküyorlar, bunlarla polise saldırıyorlar, molotof kokteylleriyle araçları yakıyorlar, otobüsleri yakıyorlar, dükkânları yakıyorlar ve utanmadan, sıkılmadan buna da özgürlük diyorlar, direniş diyorlar. Bunun neresi direniş, bunun neresi özgürlük; böyle bir şey olabilir mi? Bu ülkenin huzuruna kastettiler. Ve çıkıyor partilerinin başındaki eş başkanlardan bir tanesi milleti sokağa dökmeye davet ediyor; böyle şey olur mu? Eğer sen temel hak ve özgürlükler diyorsan, düşünce özgürlüğü diyorsan, demokratik bir mücadele diyorsan, bunun yeri Parlamentodur. Gelirsin meydanlarda bütün siyasiler gibi konuşursun, salonlarda konuşursun, ama gençleri, pantolon yerine etek giydirmek suretiyle, suratına da maske takmak suretiyle elinde molotof kokteyliyle araçları, esnafın dükkânlarını yakmaya gönderemezsin. Eğer bunu yapıyorsanız bu ihanettir, bu millete saygısızlıktır, bunlar benim Kürt kardeşlerimin temsilcisi değildir. Bu oyunu 7 Haziran’da inanıyorum siz bozacaksınız, bozmaya ben inanıyorum ki kararlısınız, çözüm süreci çünkü budur. Biz devleti yönetme sorumluluğunu üstlenen insanlarız, duygusallıkla hareket edemeyiz, başkalarının peşinden gidemeyiz, bizim kendi rotamız, kendi projemiz, kendi planımız var. Elbette bu demek değil ki her şeyi sineye çekeceğiz, her şeyi kabulleneceğiz. Ne diyor Mehmet Akif, kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boynum. Biz milletimizin boynunun çekilmesine müsaade etmeyiz” dedi.

“ŞİDDETLE, BASKIYLA, HAKARETLE HİÇ KİMSE BİR ŞEY ELDE EDEMEZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin bu süreçle ilgili taahhütlerinin arkasında olduğunu, sürecin içinde yer alan herkesin de aynı iradeyi göstermesi gerektiğini vurguladı. Sokakları terörize ederek, toplumu tahkir ederek, şiddetle, baskıyla, hakaretle hiç kimse bir şey elde edemeyeceğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye 30 yıl bunu yaşadı, bu yolun çıkar yol olmadığı, hiç kimsenin faydasına bir yol olmadığı görüldü. Şimdi bir başka yolu, aklıselimin, hakkın, hukukun, vicdanın yolunu deniyoruz. Bu yoldan sapanı, bu yoldan döneni milletimiz de affetmez, tarih de affetmez. Mecliste görüşülmekte olan yeni iç güvenlik paketiyle kamu vicdanını yaralayan görüntülerin bir daha yaşanmasının inşallah önüne geçilecek. Bakın, devamlı oyalıyorlar, devamlı oyalıyorlar; yapmayın. Göreviniz Mecliste bu yasaları çıkarmak, engellemek değil. Öyle de yapsanız, böyle de yapsanız bu kanun çıkacak ya, çıkacak. Ne oldu?  Normal zamanda değil de süre biraz uzayacak. Çözüm sürecinin başarıyla neticelenmesinin ardından bölgedeki tüm şehirlerimiz gibi Elazığ’ın önünde de yeni bir dönem açılacağına inanıyorum” diye konuştu.

Yatırımcının, ekonomik istikrar güven, onunla birlikte huzur ve geleceğini görmek istediğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Verdiğimiz tüm teşviklere, gösterdiğimiz tüm gayretlere rağmen bölgedeki atmosfer yatırımcıların buraya gelmesine, istihdam sağlayacak büyük ve kalıcı yatırımlar yapmasına mani oluyor. İnşallah önümüzdeki dönemde tüm bu sıkıntıları geride bırakarak yeni Türkiye’yi burada hep birlikte yükselteceğiz. Esma’lar, size selam olsun, size selam olsun. Sizi o iradenin, o güçlü temsilin Türkiye’deki uzantıları olarak görüyorum, size başarılar diliyorum.”

“HARPUT’U YENİDEN AYAĞA KALDIRMAK İÇİN BÜYÜK BİR PROJE BAŞLATIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakanlığı döneminde olduğu gibi, Cumhurbaşkanlığı sırasında da Elazığ’a yapılan yatırımların takipçisi olacağını belirtti.

Elazığ’ın en önemli değerlerinden olan Harput’u yeniden ayağa kaldırmak için büyük bir proje başlatıldığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu projeyle Harput’u ülkemizin ve dünyanın kültürel mirası olarak tescil edecek cazibe merkezi haline getireceklerini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fırat Üniversitesi’nin bir bölge üniversitesi hüviyetiyle her geçen yıl daha da gelişip, büyüdüğünü dile getirerek, ”Fakat bir şeyi de burada üzülerek söyleyeceğim, Fırat Üniversitesi Rektör Yardımcısı Profesör Doktor Nuri Orhan kardeşimiz vefa etmiştir, Allah’tan kendisine rahmet diliyorum. Ailesine sabırlar diliyorum. Üniversite camiasına başsağlığı diliyorum” dedi.

ELAZIĞ’A ŞEHİR HASTANESİ

Hazar Gölü’nü turizme kazandırma çalışmalarının sürdüğünü anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elazığ’a bir şehir hastanesi sözümüz vardı, hukuki birtakım sorunlar sebebiyle gecikme yaşandı, fakat şimdi hepsi aşıldı. 1040 yataklı hastanenin inşasına başlandı. Ağın Köprüsü’nün, Kömürhan Köprüsü’nün ve Tüneli’nin, Gülüşkür Köprüsü’nün inşaat çalışmaları sürüyor.  Elazığ’da geçtiğimiz 12 yılda 322 kilometre bölünmüş yol yapıldı ve ildeki toplam bölünmüş yol uzunluğu 355 kilometreye çıktı. Yine demir yolları baştan sona elden geçirildi, yenilendi. TOKİ tarafından inşa edilen 7634 konutla bu alanda çok önemli hizmetler gerçekleştirildi.  Son olarak, ciddi sıkıntılara sebep olan Şorşor Deresi’nin ıslahıyla ilgili projenin ihalesi yapıldı, yakında inşasına başlanıyor. Bunları niçin anlatıyorum biliyor musunuz? Bir şehrin gelişmesi, kalkınması, büyümesi için önce onun altyapısını kurmak gerekiyor. Burada üretilen ürünün, verilen hizmetin diğer bölgelere kolayca ulaşımını sağlayamazsanız, eğer sağlamazsanız yatırımcı gelmez, yatırım olmayınca istihdam olmaz. İnsanlara en iyi eğitim imkânlarını, sağlık imkânlarını, konut imkânlarını, sosyal hayat imkânlarını sağlamazsanız yine kimseyi burada tutamazsınız. Biz gerek bugüne kadar yapılan yatırımlarla, gerek yeni projelerimizle işte bunun altyapısını kurmaya çalışıyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının sonunda, açılışı gerçekleştirilen hizmetlerin Elazığ’a önemli katkılar sağlaması, bu eserlerin, hizmetlerin hayırlı olmasını dileğini ifade ederek emeği geçenleri tebrik ettiğini söyledi.

8. KOLORDU KOMUTANLIĞI İLE ELAZIĞ BELEDİYESİ’Nİ ZİYARET

Konuşmasının ardından beraberindekilerle açılışı gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan,  daha sonra da 8. Kolordu Komutanlığı ile Elazığ Belediyesi’ni ziyaret etti.

Tüm Haberler