15 Temmuz

 

10 Soruda FETÖ

 

 

 

“Yıllardır İliğini Emdiğiniz İnsanların Hiç Değilse Bundan Sonra Geleceklerini Çalmayın”

06.02.2015
“Yıllardır İliğini Emdiğiniz İnsanların Hiç Değilse Bundan Sonra Geleceklerini Çalmayın”

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen akşam yemeğinde, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, paralel yapının karanlık emelleri uğruna en kutsal değerleri istismar ettiğini belirterek, “Tweet atıp, ‘bankamız için teheccüd namazı kılalım diyebilecek kadar alçaldılar. Yaptıkları hainliklerin hesabını verecekler demiştik, birer birer hepsi de oluyor. İçeride ve dışarıda mücadelemiz kararlıkla devam edecek. Yeni Türkiye diğer tüm vesayet odakları gibi bunlardan da temizlenmiş, demokrasinin, hukukun, insan haklarının tam anlamıyla ve herkes için işlediği bir Türkiye olacak” dedi.

 

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen akşam yemeğinde, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, paralel yapının karanlık emelleri uğruna en kutsal değerleri istismar ettiğini belirterek, “Tweet atıp, ‘bankamız için teheccüd namazı kılalım diyebilecek kadar alçaldılar. Yaptıkları hainliklerin hesabını verecekler demiştik, birer birer hepsi de oluyor. İçeride ve dışarıda mücadelemiz kararlıkla devam edecek. Yeni Türkiye diğer tüm vesayet odakları gibi bunlardan da temizlenmiş, demokrasinin, hukukun, insan haklarının tam anlamıyla ve herkes için işlediği bir Türkiye olacak” dedi.

Geçtiğimiz günlerde Bursa’da yaşanan lodos felaketinden dolayı tüm Bursalılara bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi ileten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bu felaket esnasında üç kardeşimizin ebediyete irtihali sebebiyle onlara rahmet, ailelerine sabırlar niyaz ediyorum. Tabii çok sayıda vatandaşımızın yaralanmasına ve soba zehirlenmesi sebebiyle rahatsızlanmasına yol açan bir felaketti bu. Ben tekrar vefat eden vatandaşlarımıza cenabı Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyor, yaralanan ve zehirlenme tehlikesi atlatan vatandaşlarımıza da geçmiş olsun temennilerimi iletiyorum. Allah ülkemizi ve milletimizi her türlü görünür-görünmez afetten, beladan, musibetten korusun diye dua ediyorum” dedi.

 

 

Türkiye’nin doğrudan halkın oyuyla iş başına gelmiş ilk Cumhurbaşkanı olarak yaptığı bu ilk ziyarette, “Bursa bizi hamd olsun bağrına bastı” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplu açılış töreninde, toplam yatırım bedeli 368 trilyon lira olan 50’ye aşkın eseri hizmete aldıklarını söyledi.

“BURSA YENİ TÜRKİYE’NİN LOKOMOTİF ŞEHİRLERİNDEN BİRİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Romanlar Federasyonunun tarafımıza tevcih ettiği ödülü aldık. Bu kadirşinaslıklarından dolayı Roman kardeşlerime sizlerin huzurunda şükranlarımı sunuyorum. Bölge Jandarma Komutanlığımızı ziyaretin ardından burada bu güzel akşam yemeği vesilesiyle sizlerle birlikteyiz. Şehre ayak bastığımız andan itibaren bize teveccühlerini, sevgilerini ifade eden tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum. Neşet Ertaş usta diyor ya; “Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez.” İşte bizim de Bursalı kardeşlerimizle, sizinle aramızda kalpten kalbe giden bir yol var. Aramızdaki bu derin bağ sayesinde kardeşliğimizi, uhuvvetimizi, birliğimizi sürekli güçlendirdik, ileriye taşıdık. Farklılıkları birarada yaşatma tecrübesi, geçmişin ve geleceğin şehri Bursa’yı tüm bu coğrafyanın bir modeli, bir sembolü haline getiriyor. Muhteşem tarihi birikimi ve zengin sosyal yapısıyla Bursa büyümeye, gelişmeye devam ediyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir cihan devletinin 600 yıl önce temellerinin atıldığı Bursa’nın bugün de büyük Türkiye’nin, yeni Türkiye’nin lokomotif şehirlerinden biri olduğunu ifade etti.

“BİZ GÖNLÜMÜZLE DE BEDENİMİZLE DE BURSALILARIN YANINDA OLDUK”

Osman Gazi’nin, Orhan Gazi’nin, Murad Hüdavendigâr’ın, Yıldırım Beyazıd’ın emaneti olan bu kutlu şehrin bize büyük düşünmeyi, büyük hayaller kurabilmeyi ve bunları hayata geçirmeyi öğretmiş bir yer olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “Emir Sultan’ın, Molla Fenari’nin, Üftade Hazretleri’nin, Somuncu Baba’nın şehri Bursa bize maneviyat ışığıyla aydınlanan yolların toplumları da, devletleri de zirveye ulaştırdığını gösterdi. Bursa’ya bu gözle bakmayan, Bursa’yı bu yönüyle anlayamayanlar yıllarca bu şehre, bu ülkeye yazık ettiler. Ama biz Bursa’yı anladık, hem de çok iyi anladık. Üftade Hazretleri ne diyor: “Eğer gönlün benimle olursa Yemen’de olsan bile yanımdasın. Eğer gönlün benimle değilse yanımda olsan bile uzaktasın.” Biz gönlümüzle de, bedenimizle de hem Bursalıların yanında olduk, olmaya devam ediyoruz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı görevine gelirken, “Bu bir son değil, bu bir yeni başlangıçtır” dediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bursa da kadim tarihimizde, Selçuklu’dan Osmanlı’ya geçişin, yani sonun değil aslında başlangıcın tarihidir. Geçtiğimiz 12 yılda Başbakanlığımız döneminde sizlerle el ele vererek bu şehri geçmişine de, geleceğine de layık bir yer haline getirmenin çabası içinde olduk. Önümüzdeki dönemde de var gücümüzle Bursa’nın gelişmesi, büyümesi, güçlenmesi için çalışacak, bunun için çaba gösteren arkadaşlarıma destek vermeye devam edeceğiz” dedi.

“BİZ GÜCÜMÜZÜ, ENERJİMİZİ, MOTİVASYONUMUZU MİLLETİMİZDEN ALIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı görevini üstlendiğinden beri Bursa’nın ziyaret ettiği yedinci şehir olduğuna da işaret ederek, “Daha evvel Trabzon’a, Rize’ye, Bayburt’a, Gümüşhane’ye, Konya’ya, Kırşehir’e gitmiştim, bugün de Bursa’dayım. Başbakanlığım döneminde 81 vilayetimizin tamamına da birer kere değil, en az gittiğim yere 3 kez gittim ve birçoklarını çok defa ziyaret ettim. Bunların içinde Bursa gibi 10’u aşkın gittiğim yerler var. Çünkü biz gücümüzü, enerjimizi, motivasyonumuzu milletimizden alıyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında da açıkça ifade ettim. Dedim ki, ‘oturan bir cumhurbaşkanı olmayacağım, sadece evrak imzalayan bir cumhurbaşkanı olmayacağım. Çalışan, koşan, terleyen, yetkilerini sonuna kadar kullanan bir cumhurbaşkanı olacağımı’ milletime taahhüt ettim. Bu şekilde milletimden destek istedim. Sağ olsun milletimiz de teveccüh gösterdi, itimat etti, bize bu makamı yüzde 52 gibi tarihi bir oy oranıyla teslim etti. Bursa ise yüzde 55’le teslim etti” dedi.

“ÜLKE YÖNETMEK BİR AŞK İŞİDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi gezdikçe, vatandaşlarla buluştukça, hasbihal ettikçe, birilerinin bundan rahatsız olmaya başladığını ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Hatta işi gücü bırakıp bizim peşimize takılanlar oldu. Neymiş? Biz nereye gidersek onlar da oraya gidecekmiş. Ya bu sizin siyasetçi olarak zaten asli göreviniz. Biz gittiğimiz için değil üstlendiğiniz sorumluluk itibariyle Türkiye’nin 81 vilayetini adım adım dolaşmak, 78 milyon insanımızın her biriyle kucaklaşmak zorundasınız. Neyse, bizi takip etmeleri onlar için bir kazançtır. Bu durumda yarın öbür gün Bursa’ya da gelecekler demektir. Geldiklerinde sorun bakalım, bugüne kadar neredeydiniz? Aklınız yeni mi başınıza geldi? Ve birisi de bakıyorsunuz Yüksek Seçim Kurulu’na müracaat ediyor ve ne diyor müracaatında biliyor musunuz? Cumhurbaşkanına seçimlere kadar meydana çıkma yasağı getirin diyor. Tabi Yüksek Seçim Kurulu da ret etti. Bunlar herhalde anayasa kitapçığını okumak üzere değil, sadece raflarında saklamak üzere bulunduruyorlar. Bir açın okuyun, yani cumhurbaşkanının görevi nedir, görev alanı nedir, neler yapabilir, yetkileri nedir; bunu da yapmıyorlar tabi. Bunlarda ciddiyet yok değerli kardeşlerim, bunlar yaptıkları işi ciddiye almıyorlar, milletimiz de onları ciddiye almıyor. Siyaset bir aşk işidir, hizmet bir aşk işidir, ülke yönetimine talip olmak, sorumluluğu üstlendiğinde de ülkeyi yönetmek bir aşk işidir. Ne diyor İznikli hemşeriniz Eşrefoğlu Rumi; bu alem sanki ateşten bir denizdir, ona kendini atmanın adıdır aşk. Olay bu. Evet, sen gerektiğinde ateşten denize kendini atmayı göze alamıyorsan, bu aşka, bu heyecana, bu dirayete sahip değilsen bu işi yapamazsın.”

“HAYATIM BOYUNCA HEP MEYDANLARDA OLDUM, BU GÖREVE DE MEYDANLARDAN GELDİM”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayatı boyunca hep meydanlarda olduğunu, Cumhurbaşkanlığına da meydanlardan geldiğini söyleyerek, “Meydanlarda olmayacağım da nerede olacağım ben? Benim Ankara’da inzivaya çekilmemi veya Boğaz’da keyif çatmamı bekleyenler daha çok beklerler. Ben milletimin içinden çıkıp geldim, bugüne kadar da her konumda her zaman milletimle birlikte oldum, şimdi de aynı şekilde yoluma devam ediyorum, çizgimde en küçük bir sapma, en küçük bir kırılma yok. Onlar kendilerine baksınlar, Cumhurbaşkanın izini takip ederek yollara düşmenin ayıbı onlara yeter. Cumhurbaşkanına karşı halkı savaşa, direnmeye çağırmanın zilleti onlara yeter. Bunu rahmetli Özal’a yaptılar. Tabi Özal adeta bir yalnız adam grafiği çiziyordu, elhamdülillah biz yalnız değiliz, milletimizle beraberiz. Diyorlar ki, yeminde söylemişti, tarafsız Cumhurbaşkanı olacağına yemin etmişti. Ama onlar orada hala bir inceliği ayırt edemiyorlar. Bir cumhurbaşkanı tarafsız olur mu? Cumhurbaşkanı milletin tarafındadır, milletin tarafını tutar, ben milletim tarafımdan milletimin yanında bir Cumhurbaşkanı olarak geldim, bunu herkes böyle bilsin” dedi.

“TÜRKİYE’NİN BÜYÜMESİNDEN, GÜÇLENMESİNDEN RAHATSIZ OLANLAR VAR”

Türkiye’nin büyümesinden, gelişmesinden, güçlenmesinden rahatsız olanlar bulunduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu anda burası bir iş adamları toplantısı, burada sanayici var, tüccar var, sizler bunu zaten yaşıyorsunuz. Kimler sizin güçlenmenizden rahatsız, bunu sizler zaten uluslararası piyasada da görüyorsunuz, iç piyasada da görüyorsunuz. Bunlar her fırsatı, her aracı kullanmaktan çekinmiyorlar, bazıları da bunlara gönüllü maşalık yapıyor, gönüllü uşaklık yapıyor. Kendi ülkelerini yabancı medyaya, yabancı güç odaklarına şikayet etmek için canhıraş bir gayret içindeler. Bakıyorsunuz İstanbul’da kendilerince bir protesto gösterisi yapıyorlar, ellerinde İngilizce yazılı dövizler, tweet atıyorlar İngilizce. Bu tweetleri nereye gönderdiklerine bakıyorsunuz, Amerika’daki, Avrupa’daki belirli kuruluşlara, belirli isimlere gönderiyorlar. Bunların başındaki zat Amerika’daki bir gazeteye güya makale yazıyor. Makale denilen metin başından sonuna Türkiye’yi karalama, Türkiye’ye iftira atma üzerine kurulu bir ihanet belgesi. Neymiş efendim? Türkiye’de demokrasi ve insan hakları rafa kaldırmışmış. Biliyorsunuz, bu melun çetenin emniyet ve yargı içindeki maşaları Adana’da Suriye’deki Türkmenlere insani yardım götüren MİT tırlarına baskın yapmışlardı, amaçları Türkiye’yi teröristlerle hareket eden bir ülke gibi göstermekti. Aradıklarını bulamayınca hevesleri kursaklarında kaldı. Sizin hadi kuldan utanmanız yok, onu anladık, Allah’tan da mı korkunuz yok? Şu anda şahsımı, ailemi tehdide başladılar, son günlerdeki gelişme bu. Ve zannediyorlar ki bu tehditleri yaparsak, bunlar biraz kendilerine çekidüzen verirler. Bakın ben Bursa’dan şimdi sesleniyorum, diyorum ki; Rabbimin bize vermiş olduğu bu canı Rabbimden başka kimsenin almaya gücü yetmez. Bu şahsım için de böyledir, çocuklarım için de böyledir. Dinlediniz, yaptınız, ettiniz, 12 yıl, 13 yıl her şeyi yaptınız. Bu sizin rezilliğinizdir, bunların hepsi çıktı meydana ve çıkıyor, daha da çıkacak. Bunların eteklerinde ne varsa bunların hepsi dökülüyor, dökülecek, daha bitmedi, en büyük maharetleri bu. Kendi ülkesine, kendi milletine bu derece husumet besleyen, bu derece düşmanlık eden, bu derece zarar vermek için uğraşan bir çete nasıl haktan, hukuktan, demokrasiden, insan haklarından bahsedebilir?”

TMSF’NİN BANK ASYA’YA EL KOYMASI

Bir katılım bankasına el konulduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bundan rahatsız olarak Amerika’da bir gazeteye, gazetenin patronajının da kimlerde olduğunu biliyorsunuz, kalkıp oraya yazıyor. Ya sen hoca mısın, yoksa bir katılım bankasının patronu musun? Hocaysan, hocalığını yap. Öbür tarafta güya katılım bankası diyorsun, ondan sonra da yeni bir içtihat yapmış, yeni bir fetvada bulunmuş, diyor ki, ‘bankalardan da gidin kredi alın, aldığınız bu kredileri gelin bu katılım bankasına yatırın”, çünkü kötü durumlar, her an battı batacak, dolayısıyla burayı kurtaralım. Bu nasıl bir anlayıştır? Bizim inanç değerlerimizin içerisinde bunun yeri var mı? Ama bunlar için, amaçları için her şey, her yol meşru. Hadi kendiniz bu yola girdiniz, ya yazık değil mi arkanızdan sürüklediğiniz o masum insanlara? O öğretmenleri borçlandıracaksınız, yok o polisleri borçlandıracaksınız, garip gurebayı borçlandıracaksınız, neyin var, neyin yok sattıracaksınız; böyle bir şebeke olmaz. Bunlar yıllardır pek çok insanın hayallerini, umutlarını, duygularını, alın terini, emeğini çaldılar. Ve bugün gelirken yolda bir grup kızımızı gördüm, garip işaretler yapıyorlardı, üzüldüm. Vay vay dedim ya, ne hale getirdiler bunları. Çünkü o görünüm içerisinde olanların o tür işaretleri yapması hakikaten çok büyük sabrı gerektiriyor, ama sabrediyoruz, sabredeceğiz” diye konuştu.

“MİLLETİN İNANCINI İSTİSMAR ETMEKTEN VAZGEÇİN ARTIK”

Kendi karanlık emelleri uğruna en kutsal değerleri, dini duyguları, milli duyguları istismar ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Tweet atıp, şu hale bakın, şu ifadeye bakın ya: Tweet atıp, ‘bankamız için teheccüd namazı kılalım diyebilecek kadar alçaldılar. Daha önce de televizyon dizisinde biliyorsunuz Sevgili Peygamberimizi kamyonete bindirmişler, rüyalarında tweetleri katlama emri aldıklarını söylemişlerdi. Düşün artık milletin yakasından ya, yazıktır, düşün. Milletin inancını, tertemiz duygularını istismar etmekten vazgeçin artık. Yıllardır peşinizden sürüklediğiniz, iliğini emdiğiniz insanların hiç değilse bundan sonra geleceklerini çalmayın” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’yi bu çetenden, bu musibetten, bu kanser hücrelerinden temizlemekte kararlı olduklarını vurgulayarak, “Ne demiştik? İnlerine gireceğiz ve girdik, şimdi çözülüyor. Soruşturması süren daha çok dosya var demiştik. Yaptıkları hainliklerin hesabını verecekler demiştik, birer birer hepsi de oluyor. İçeride ve dışarıda mücadelemiz kararlıkla devam edecek. Yeni Türkiye diğer tüm vesayet odakları gibi bunlardan da temizlenmiş, demokrasinin, hukukun, insan haklarının tam anlamıyla ve herkes için işlediği bir Türkiye olacak, bu konuda verdiğiniz destek için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Ve işte benim ofisimi dinleyenlerden iki tanesi Romanya’da yakalandı. Önce Hırvatistan, oradan kaçtı Macaristan, oradan kaçtılar Romanya ve Romanya’da yakalandılar. Şimdi ilişkilerimiz devam ediyor, bir an önce onları Türkiye’ye iadesini istedik, temenni ederim ki en kısa zamanda iadeleri gerçekleşir. Durum bu, tam bir şebeke” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni Türkiye’nin en önemli başlıklarından birisinin gündemi belirlenen bir Türkiye değil, gündem belirleyen bir Türkiye olduğunu kaydederek, “Ve Burkay da burada daha farklı bir şey söyledi, evet, mevcut kurallara uyan değil, kurallar koyan bir yeni Türkiye, aksi takdirde eski Türkiye. Biz artık eski Türkiye’yi geride bıraktık, çok farklı olmamız lazım” diye konuştu.

Bursa için hazırlanmış nazım imar planlarıyla uygulama planlarının önemine de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle tamamladı: “Bugüne kadar üretimin lokomotif şehirlerinden olan Bursa’mız, inşallah önümüzdeki dönemde yüksek teknolojinin, ar-ge’nin tasarımında önde gelen merkezlerinden biri haline gelecektir, buna yürekten inanıyorum. Mevlam yolunuzu açık etsin diyorum, kolunuza ve kafanıza güç versin, kuvvet versin.”

Yemeğin ardından Bursa programını tamamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’a gitti.

Tüm Haberler