15 Temmuz

 

10 Soruda FETÖ

 

 

 

“Türkiye ile Cibuti Arasındaki 400 Yıllık Tarih, Kardeşlik ve Dostluğumuzun En Sağlam Zeminidir”

24.01.2015
“Türkiye ile Cibuti Arasındaki 400 Yıllık Tarih, Kardeşlik ve Dostluğumuzun En Sağlam Zeminidir”

Cibuti Cumhurbaşkanı Guelleh ile Cibuti Millî Meclisi’ni ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile Cibuti arasında tarihî ve kültürel temellere dayalı, kıymet verilen ve geliştirilmek istenen bir kardeşlik ve dostluk ilişkisi bulunduğuna dikkat çekerek, “Bölgesel ve küresel meselelere, medeniyetimizin bize vazife olarak yüklediği sevgi mührünü vurmaya devam edeceğiz. Elimizdeki imkân ve birikimleri kullanarak, geçmişte olduğu gibi gelecekte de Afrika’nın güçlü ve güvenilir bir ortağı olmayı sürdüreceğiz” dedi.

 

Cibuti Cumhurbaşkanı Guelleh ile Cibuti Millî Meclisi’ni ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile Cibuti arasında tarihî ve kültürel temellere dayalı, kıymet verilen ve geliştirilmek istenen bir kardeşlik ve dostluk ilişkisi bulunduğuna dikkat çekerek, “Bölgesel ve küresel meselelere, medeniyetimizin bize vazife olarak yüklediği sevgi mührünü vurmaya devam edeceğiz. Elimizdeki imkân ve birikimleri kullanarak, geçmişte olduğu gibi gelecekte de Afrika’nın güçlü ve güvenilir bir ortağı olmayı sürdüreceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cibuti temasları çerçevesinde Cumhurbaşkanı İsmail Ömer Guelleh ile Cibuti Milli Meclisi’ni ziyaret etti.

Birinci Vekil Muhammed Ali Humedi tarafından kapıda karşılanan Erdoğan, bir süre Humedi ile görüştükten sonra Genel Kurul’a geldi.

Cibuti Meclisi’nde yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cibuti Meclisi'nde bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu belirterek, Türk milletinin selamlarını Meclis aracılığıyla Cibuti halkına ilettiğini söyledi. Cibuti Meclisi'nin özel oturumuna katılmanın heyecan, onur ve mutluluğunu yaşadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisine tanınan bu ayrıcalıktan dolayı teşekkür etti.

“CİBUTİ, ORTAK MEDENİYETİMİZİN SEMBOL COĞRAFYALARINDAN BİRİ”

Konuşmasında, Cibuti ziyaretini, “kardeşlerin beklenen ve özlenen buluşması” olarak niteleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki ülkenin 400 yıllık ortak tarihinin, kardeşliğin ve dostluğun en güçlü ve sağlam zemini olduğunu vurguladı. İki ülke arasında bugün var olan kardeşliğin, tarihin güçlendirdiği, tarihî olayların pekiştirdiği bir kardeşlik olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Medine-i Münevvere'den sonra ikinci çift kıbleli mescide ev sahipliği yapan Cibuti'yi, ortak medeniyetimizin sembol coğrafyalarından biri olarak görüyoruz. Atalarımız yüzyıllar boyu Cibuti topraklarında barış ve huzur içinde bir arada yaşadılar. Bu ezeli kardeşliği, inşallah, ebediyen muhafaza etmeye, daha da güçlendirmeye, iyi ve kötü günlerde dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz" dedi.

“CİBUTİ, GÜÇLÜ PARLAMENTOSU İLE BÜYÜMEYE DEVAM EDECEK”

Cibuti'nin, Cumhurbaşkanı İsmail Ömer Guelleh'in liderliğinde, müreffeh bir ülke olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini, bölgenin istikralı, güvenli ve stratejik öneme sahip bir ülkesi olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye ve Cibuti, gerçekten çok zor coğrafyalarda yaşıyorlar. Her iki ülke de istikrar noktasında bölgelerine model olsalar dahi çevrelerindeki istikrarsızlık, çatışmalar ve terörden doğrudan etkileniyorlar" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem Türkiye'nin, hem Cibuti'nin üzerinde uluslararası ilişkiler açısından çok büyük sorumluluklar bulunduğunu belirterek, "Bir yandan bu zorlu coğrafyaların meşakkatleriyle baş etmek, bir yandan da bölgelerimizde, istikrar unsuru olmayı muhafaza etmek durumundayız. Bu noktada Cibuti'nin bölgesinde oynadığı aktif rolü, Somali başta olmak üzere bölge ülkelerinde istikrar sağlanmasında takındığı müspet tavrı takdirle takip ettiğimizi ifade etmek istiyorum. Cibuti'nin ulaştığı kalkınma düzeyinde, komşuları ile ilişkilerinin gelişmesinde ve Afrika kıtasında saygın bir konum kazanmasında, çatısı altında bulunduğumuz bu Meclis'in çok büyük bir rolü olduğunu biliyoruz. İktidar ve muhalefet partileri arasında 30 Aralık 2014 tarihinde bir mutabakat anlaşmasının imzalanmasını ülke için önemli bir kazanım olarak görüyor, memnuniyetle karşılıyoruz. Cibuti, farklı görüşlerin bu Meclis çatısı altında ifade edilebildiği, örnek gösterilebilecek demokrasi geleneğine sahip bir ülke olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Bu hususta siz değerli parlamenterlerin omuzlarında önemli bir sorumluluk bulunduğunu, zor bir yük taşıdığınızı biliyoruz. Arkasında halkın desteği olan bir Parlamentonun başaramayacağı hiçbir şey yoktur. Dolayısıyla Cibuti'nin böyle bir parlamentoyla, büyümeye, gelişmeye, güçlenmeye devam edeceğine yürekten inanıyorum" dedi.

“İLİŞKİLERİMİZ ARTAN TEMASLARLA ÇEŞİTLENİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile Cibuti arasında tarihî ve kültürel temellere dayalı, kıymet verilen, geliştirilmek istenen bir kardeşlik ve dostluk ilişkisi bulunduğuna dikkati çekerek, iki ülke ilişkilerinin, artan temaslarla çeşitlendiğini ve daha da güçlendiğini görmekten mutluluk duyduklarını anlattı. Karşılıklı olarak büyükelçiliklerin açılmasının, ikili ilişkilerde kısa zamanda çok verimli sonuçlar elde edilmesini sağladığını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “İkili ilişkilerimizin, artan temaslarla ve imzalanan ikili işbirliği anlaşmalarıyla çeşitlendiğini ve daha da güçlendiğini görmekten mutluluk duyuyoruz. Geçtiğimiz ay Ekonomi Bakanımızın ziyareti vesilesiyle hayata geçirilmesi kararlaştırılan Özel Ekonomik Bölge, Cibuti'nin refahına katkı sunma ve işbirliğimizi geliştirme arzumuzun en somut göstergesidir. Bugün imzaları attık. 5 bin dönümlük arazi içindeki bu ekonomik bölge, inanıyorum ki Cibuti'nin ekonomik hayatına çok büyük zenginlik katacaktır, istihdamı artıracaktır. Gerek Özel Ekonomik Bölge girişiminin başarısı gerekse Türk yatırımcıların Cibuti'de kalıcı olması için iki ülkenin de ortak irade göstermesi gerekiyor.”

“BİLHASSA EĞİTİM ALANINDA AFRİKALI KARDEŞLERİMİZİN YANINDA OLMAYA ÇALIŞIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki ülke arsındaki siyasi ve ekonomik ilişkilere ek olarak, eğitim ve kalkınma alanlarında da Türkiye’nin Cibuti’de varlık gösterdiğini belirterek şunları söyledi, “Bilhassa eğitim alanında Afrikalı kardeşlerimizin yanında olmaya, nitelikli insan kaynağı ile onların kalkınmasında yanında olmaya çalışıyoruz, yaklaşık 3500 kadar Afrikalı öğrenciye ülkemizde yetişme imkânı veriyoruz. Cibuti’den bunu 100 öğrenciye kadar çıkarabiliriz, Ülkemizin en kaliteli üniversitelerinde hiçbir masraf ödemeden nasıl 65 öğrenci devam ediyorsa, 100 öğrenci de aynı şekilde devam edebilir. Ayrıca, şahsımın da her zaman bir mezunu olmaktan iftihar ettiğim imam hatip liselerinde şu anda 16 Cibutili evladımız yine tüm ihtiyaçları Diyanet Vakfımız tarafından karşılanarak okutuluyor. Onların da sayısını rahatlıkla artırabiliriz. İnşallah önümüzdeki dönemde ülkenizin ihtiyaçlarına göre, elimizdeki imkânlar nispetinde bu sayıyı artıracak, daha fazla Cibutili öğrenciye eğitim fırsatı sunacağız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı’nın (TİKA) muhtelif alanlarda çok sayıda projeyi destekleyerek Cibuti’nin kalkınma faaliyetlerine katkıda bulunduğunu ve bugün atılan imzalarla birlikte katkıda bulunmaya devam edeceğini bildirdi.

“MECLİSLERİMİZ ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN DAHA DA GELİŞTİRİLMESİ GEREKİYOR”

Türkiye Büyük Millet Meclisi ile Cibuti Meclisi arasındaki iş birliğinin giderek yükselmesi arzusunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün milletvekili arkadaşlarım da sizinle birlikte buradalar, bakan arkadaşlarım aynı şekilde sizinle beraber buradalar. Şu anda 6 bakan arkadaşım sizinle beraber ve eşleri beraber iş adamlarımızla, teknokrat, bürokratlarla beraber burada. İki ülke milletvekillerimiz yoğun ve samimi bir işbirliğiyle halklarımız arasındaki bağların güçlendirilmesinde rol oynamalarını bekliyoruz. Ülkelerimiz arasında yakın dostluk bağları, Meclislerimiz arasındaki ilişkilerin daha da geliştirilmesini gerektiriyor. Halklarımızın iradesinin temsil edildiği şu meclislerimizin yakın işbirliği ve temas içerisinde olması, aynı zamanda ülkelerimizin gündemlerini daha iyi anlamalarına imkân hazırlayacak. Yasama ve siyaset alanlarındaki tecrübelerimizin karşılıklı olarak paylaşılması da hedeflerimizi daha iyi yakalamamıza yardımcı olacaktır. Bu bağlamda meclislerimiz bünyesindeki dostluk gruplarının önemli bir işleve sahip olduklarını vurgulamak istiyoruz” diye konuştu.

Bir Avrupa ve Asya ülkesi olduğu kadar Afrika ülkesi de olan Türkiye’nin son 10 yılda Afrika ile ilişkilerini yeni bir anlayışla ele aldığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Göreve geldiğim zaman Afrika’da Türkiye’nin 12 büyük elçiliği vardı, hamdolsun şu anda 39 ülke büyükelçiliğimiz var. Hedef, Afrika ülkelerinin tamamında birer büyükelçilik kurabilmek. Fakat Afrika’dan Türkiye’de neredeyse büyükelçilik yok gibiydi. Şimdi ise 31 büyükelçilik de Türkiye’de var. Bunlar bizi mutlu ediyor, çünkü aramızdaki bağları çok daha güçlendirecek” dedi.

“DİPLOMATİK TEMSİLCİLİKLERİMİZLE BİRLİKTE HER ALANDA DAYANIŞMAMIZ DA ARTTI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, karşılıklı olarak çok önemli mesafeler kat edildiğini, güvenlikten sağlığa, teknik eğitimden ticari ortaklığa, yatırımlardan ortak işletmelere kadar birçok alanda karşılıklı tecrübe paylaşımı gerçekleştirildiğini anlatarak sözlerini şöyle tamamladı, “Diplomatik temsilciliklerimizin sayılarındaki bu artış, aramızdaki her alanda eğitim, sağlık, enerji, ticaret, ekonomi, savunma, her türlü alanda aktif bir dayanışmayı getirdi. Kültürel değişim programlarında ciddi artış var. Türk Hava Yolları hala burada Afrika’da 40’tan fazla destinasyona uçmaya başladı. Dün akşam ve bugün Sayın Cumhurbaşkanına söyledim; haftanın 7 günü Türk Hava Yolları Cibuti’ye uçuyor, şimdi eğer 7 uçuş işareti daha verirseniz 14 uçuş Türk Hava Yolları Cibuti’ye yapabilir dedim. Cibuti'den de Mogadişu'ya, eğer izin verilirse, birden beşe çıkarılabilir” dedi.

“AFRİKA’DAKİ YENİDEN DOĞUŞU VE UYANIŞI YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ”

Bugün, Türkiye'nin Afrika'ya, Afrika'nın da Türkiye'ye açılımının tamamlandığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Gelinen seviyeyi yeterli görmediğimizi belirtmek isterim. Şimdi ortaklığımızı daha ileri aşamalara taşımanın zamanı geldi. Kasım ayında Malabo'da toplanan İkinci Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesinde kabul edilen belgeler önümüze yeni hedefler koydu. Afrika'nın ekonomik kalkınma ve bütünleşme hedefine, dayanışma ve iş birliği ruhu içinde kararlılıkla ilerleyeceğine inanıyorum. 21'inci yüzyılın odağına Afrika'nın yerleşeceği konusunda herhalde kimsenin tereddüdü yoktur. Değerli kardeşlerim, sizlere ısrarla şunu söylüyorum, eğer inanıyorsanız, muhakkak üstünsünüz. İnanacaksınız ve üstün olduğunuzu da göreceksiniz. Dünyanın en büyük ekonomilerinin krizlerle boğuştuğu bir dönemde, Afrika'nın kalkınmasının ve büyümesinin kesintisiz sürmesi bunun en güzel göstergesidir. Afrika'daki yeniden doğuşu, Afrika'daki uyanışı, dirilişi çok yakından takip ediyoruz. Yıllardır bu topraklar sömürüldü mü, sömürüldü. Hala sömürmeye devam edenler var mı, var. Şimdi dikleşmeden dik durma zamanıdır. Dik durmak suretiyle, 'Artık sömürünün bittiği ve topraklarımızın, emeğimizin hakkını kazanma zamanıdır' deme anı gelmiştir. Bunu hep birlikte yapmanız, yapmamız gerekir. Afrikalı kardeşlerimizle birlikte biz de umut ve heyecan içindeyiz. Afrika'nın sorunlarına en iyi çözümlerin yine bu topraklardan, Afrika'nın içinden çıkacağına inanıyoruz. Bu anlayışımızın bir neticesi olarak da bölgesel örgütleri destekliyor, onların çabalarının en yakın takipçisi oluyoruz.”

“AFRİKA’NIN GÜÇLÜ VE GÜVENİLİR BİR ORTAĞI OLMAYI SÜRDÜRECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin, bölgeye huzur ve istikrar gelmesi için her türlü katkıyı yapmaya çalıştığını belirterek, Cibuti ve Türkiye'nin tarihinin, bir “sevgi medeniyeti” tarihi olduğunu söyledi. “Muhabbetten Muhammed oldu hasıl, Muhammedsiz muhabbetten ne hasıl” sözünü anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki ülkeyi bu noktanın bağladığını ve muhabbetin derinliğinde bu anlayışın yattığını ifade etti. Ortak bir sevgi medeniyetinin mensupları olduğumuzu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim ortak medeniyetimiz, bencilliği yani enaniyeti, kibri, gururu şiddetle reddeder. Bizim medeniyetimizde tevazu var, mütevazı olmak var. Gurur, kibir yok. Bize bu yakışmaz. Bizim ortak medeniyetimiz, başkasının sırtına basarak yükselmeyi, başkasının yoksulluğuna rağmen zenginleşmeyi, başkasının felaketine rağmen refahı elinin tersiyle iter. Kardeşi açken tok yatan, bizden değildir. Bizler, bir elin parmakları gibi birbirine kenetlenmiş kardeşleriz. Bizim işte bu hassasiyetlerimiz, tarihimizden devraldığımız bu mirasımız, insani ilişkilerimizde olduğu kadar, uluslararası ilişkilerimizde de belirleyici bir faktördür. Biz, 'Kudüs'ten, Gazze'den, Filistin'den bize ne' diyemeyiz. Somali'nin yoksulluğu, Myanmar'daki kardeşlerimizin hüznü, Suriye'de soğuktan, açlıktan ölen çocukların dramı karşısında biz, elimiz kolumuz bağlı kalamayız. Şam'da, Bağdat'ta, Kabil'de masum insanlar, çocuklar, kadınlar, nineler öldürülürken biz, sessiz, tepkisiz kalamayız. Allah'ın izniyle, duyarlılıklarımızı en güçlü şekilde muhafaza etmeye devam edeceğiz. Bölgesel ve küresel meselelere, medeniyetimizin bize vazife olarak yüklediği sevgi mührünü vurmaya devam edeceğiz. Elimizdeki imkânları ve birikimleri kullanarak, geçmişte olduğu gibi gelecekte de Afrika'nın güçlü ve güvenilir bir ortağı olmayı sürdüreceğiz. Afrika'nın, tarihi ve coğrafi birlikteliğimize uygun şekilde, Türkiye'de daha görünür olmasını, daha fazla varlık göstermesini teşvik edeceğiz” diye konuştu.

“MAZLUMLARIN YANINDA OLMAYI, İNSANİ, VİCDANİ VE İSLAMİ BİR GÖREV OLARAK TELAKKİ EDİYORUZ”

Türkiye'ye 1,7 milyon Suriyelinin sığındığını, bu rakamın 900 bin olan Cibuti'nin nüfusunun iki katı anlamına geldiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Lübnan ve Ürdün'de de sığınmacılar olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: “Peki insan haklarından bahseden Avrupa'da ne kadar Suriyeli var? Kapılar kapalı. 130 bin. Paraysa paranız var, zenginlikse zenginsiniz. Niçin bombalar altındaki bu Suriyelilere siz de kapınızı açmıyorsunuz? Neden? Nerede insan hakları? Nerede İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi? Sadece bizi ziyarete geldikleri zaman, 'Sizi tebrik ediyoruz, 1 milyon 700 bin insanı çok güzel bakıyorsunuz' diyorlar. Tablo bu. Mesele şu, biz dertliyiz, onlar dertli değil. Biz 'Zulme rıza zulümdür' diyenlerdeniz. Biz, mazlumların yanında olmayı, insani, vicdani ve İslami bir görev olarak telakki ettik, onu gereğini yerine getiriyoruz, getirmeye de devam edeceğiz.”

Suriyeliler için 5,5 milyar dolar harcama yapıldığına, dünya ülkelerinden gelen yardımın ise 250 milyon dolar olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nerede BM? Olsa da olmasa da biz elimizden geleni yapacağız" dedi. Türkiye'nin, 12 yıl önce donörler toplantısında yaptığı 45 milyon dolarlık yardımın bugün 4,5 milyar dolara yükseldiğine işaret eden Erdoğan, "Veren el, alan elden hayırlıdır" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, azmin ve çalışmanın elinden hiçbir şeyin kurtulmadığını kaydederek, 12 yılda Türkiye'nin ekonomik verilerindeki değişimi anlattı. Türkiye'nin, G-20 dönem başkanlığını yürüttüğünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, G-20 ile gelişmekte olan ülkeler arasındaki ilişkiyi güçlendirmenin öncelikli hedef olduğunu söyledi.

“AFRİKA’NIN KÜRESEL PLANDA ETKİN BİR AKTÖR HALİNİ ALMASI YÖNÜNDEKİ HEDEFLERİ PAYLAŞIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “Başta Afrika ülkeleri olmak üzere, gelişmekte olan ülkelerin yaşadığı sıkıntılar küresel bir yaklaşımı ve küresel ölçekte çözüm önerileri geliştirilmesini zaruri kılıyor. Bu kapsamda, G-20'nin, Afrika ülkeleriyle kalkınma alanında ve diğer konularda daha yakın ve etkili bir diyalog içinde olması gerektiğine inanıyoruz. G-20'nin Afrika ülkeleriyle ortak çalışmalar yapması için bazı projeler üzerinde çalışıyoruz. Dönem başkanlığımız sırasında, Afrika ülkelerinin de katılımıyla, G-20 ile gelişmekte olan ülkeleri bir araya getirecek bir toplantı düzenlemeyi planlıyoruz. Bu toplantının, 2015 yılının BM'ce 'Kalkınma Yılı' olarak belirlenmesi sebebiyle, söz konusu çalışmalara da katkıda bulunacağını düşünüyoruz. Afrika ülkelerinin kendi iradeleriyle hazırladıkları 'Gündem 2063'te, Afrika'nın küresel planda etkin bir aktör halini alması yönünde ortaya konan hedefleri paylaşıyoruz. Bu hedeflerin Türkiye'nin G-20 Dönem Başkanlığı öncelikleriyle örtüştüğünü de vurgulamak isterim. Dayanışma içinde olduğumuz sürece, tarihten bugüne kadar gelen kardeşliğimizi muhafaza ettiğimiz sürece, hiçbir bölgesel mesele huzur ve istikrarımız önünde engel teşkil etmeyecektir.”

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, TÜRK VATANDAŞLARI İLE FOTOĞRAF ÇEKTİRDİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cibuti Millî Meclisi’nden çıkışında burada kendisini bekleyen Türk vatandaşları ile sohbet etti ve fotoğraf çektirdi.

Tüm Haberler