Fransa Cumhurbaşkanı Hollande ile Elysee Sarayı’nda gerçekleştirdiği baş başa ve heyetler arası görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin AB sürecine değinerek, “Fransa’nın daha önce bloke ettiği fasıllarla ilgili bir adım atılırsa, ardından süreç hızla ilerleyecektir. 51 yıllık beklenti, kolay değil. Bu, 51 yıllık beklentiyi artık kıralım, aşalım ve Türkiye ile AB artık bütünleşsin istiyoruz” dedi.
Fransa Cumhurbaşkanı Hollande ile Elysee Sarayı’nda gerçekleştirdiği baş başa ve heyetler arası görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin AB sürecine değinerek, “Fransa’nın daha önce bloke ettiği fasıllarla ilgili bir adım atılırsa, ardından süreç hızla ilerleyecektir. 51 yıllık beklenti, kolay değil. Bu, 51 yıllık beklentiyi artık kıralım, aşalım ve Türkiye ile AB artık bütünleşsin istiyoruz” dedi.
Türkiye ve Fransa arasındaki ilişkilerin gayet olumlu bir seyir izlediğini aktaran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ticari, ekonomik, savunma, bunun yanında kültürel, askeri attığımız adımlarla hakikaten çok farklı bir yere doğru gidiyoruz. Bu, öyle zannediyorum ki ikili ilişkilerimizde geldiğimiz en önemli nokta olacak. Özellikle savunma sanayine yönelik attığımız adımlarda şu anda hızla devam ediyor. Ama bunların içerisinde, savunmanın dışında en önemlisi diyebileceğim, nükleer enerjiye yönelik bir adımdır -ki burada biliyorsunuz, Japonya, Fransa, Türkiye olarak üçlü bir adımımız var. Bu nükleer enerji santralini bir an önce bitirmenin gayreti içerisindeyiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgemizde yaşanan sorunlara da işaret ederek, “Bölgesel sorunlar noktasında bin 295 kilometre sınırımızın olduğu Irak ve Suriye ile olan bakışta Fransa-Türkiye arasında farklılık hemen hemen yok, düşüncelerimizi birbirine yakın, adeta örtüşüyor” diye konuştu.
“KOBANİ’DE ŞUAN İNSAN YOK, 200 BİN İNSAN ÜLKEMİZDE BİZİM MİSAFİRİMİZ”
DEAŞ (IŞİD) terör örgütünün şu anda Irak’ın yüzde 40’ını adeta işgal altında tuttuğunu, Suriye’de bu işgal hareketlerinin devam ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünyanın buna seyirci kalmaması gerekir. Bu seyirci kalmamasının gereğini de her tür uygulamalarla yerine getirmesi gerekir. Türkiye olarak bizim yaklaşımımız hep şu olmuştur; bir, uçuşa yasak bölge ilanı gerekmektedir. İki, güvenli bölge ilanı gerekmektedir. Üç, eğit-donat eylemine, işlemine girişmemiz gerekmektedir. Koalisyon güçleri olarak bu adımlar atılmadığı sürece Türkiye’nin buraya bakışı da farklıdır. Burada bir konunun üzerinde önemle durmam lazım. Bu da Kobani meselesidir. Niçin Kobani, niçin İdlip, Hama, Humus, Deyr-uz Zur değil? Niçin şu anda yüzde 40’ı işgal altında olan Irak değil? Oralara yönelik herhangi bir eylem veya müdahale yapılmıyor da Kobani. Varsa yoksa Kobani. Kobani, bizim ülkemizin sınırı, şu anda Kobani’de zaten insan yok. 200 bin insan ülkemizde bizim misafirimiz, biz onlara bakıyoruz. Şu anda Kobani’nin içinde herhangi bir insan da olmadığına göre, sadece orada sadece 2 bin savaşçı var. Bundan dolayı mı sürekli orası bombalanıyor, bunu anlamak mümkün değil.”
SURİYE’DE ESED REJİMİNİN KATLİAMLARI
Koalisyon güçlerinin bugüne kadar Suriye’nin diğer bölgelerindeki DEAŞ (IŞİD) başta olmak üzere diğer terör örgütlerinin attıkları adımlara karşı niçin tavır almadığını her zaman sorduklarını, söylediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maalesef buralarda yalnız kaldık. Burada bir defa devlet terörü estiren Esed vardır ve Esed’in rejimi vardır. Terör örgütü var, ama bir de devlet terörü estiren Esed var. Esed rejimini karşısına almayan ‘Acaba Esed giderse ne olacak?’ diye düşünen bir anlayışın DEAŞ ile mücadele etmesi mümkün değil. Eğer ‘demokrasi’ diyorsak, ‘demokrasiyle mücadele’ diyorsak, ‘Esed giderse halk ne isterse o olur’ dememiz lazım. Eğer bunu savunuyorsak gerçekten demokrasiyi savunuyoruz demektir. Yok demokrasiyi savunmuyor da, “Bir tane otokrat gidecek, onun yerine de bir başka otokrat hazırlıyoruz, bunu düşünüyoruz” diyorsak, o zaman demokrasiyi konuşmanın hiçbir anlamı yok. Suriye'nin çektiği sıkıntı budur” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak’ta da katılımcı bir ordunun bulunmadığını, Irak ordusunun sürekli kaçarak, yerini IŞİD’e teslim ettiğini, Irak ordusunun yüzde 100’e yakınının da Şia mezhebine mensup insanlardan oluştuğunu anlattı.
“ULUSLARARASI MEDYA TÜRKİYE’Yİ IŞİD’E DESTEK VEREN BİR ÜLKE OLARAK GÖSTERİYOR”
Irak ordusunun şu anda asla olayların içerisine girmediğini, Musul ve Ambar şehirlerinden kaçarak silahlarını IŞİD’in eline bıraktığını dile getiren Erdoğan, “Şu anda Sünniler evlerine, yurtlarına gelmek istiyorlar. Ama onların eğit-donata ihtiyaçları var. Bu konuda Türkiye olarak biz hazırız, tüm müttefiklerimiz, dostlarımızla da bu konuda müşterek hareket etmemiz halinde her an bu adımları atabiliriz. Üç şey; uçuşa yasak bölge, güvenli bölge ve eğit-donat. Bunların tümünü uygulamaya koyduğumuz andan itibaren Türkiye, bütün koalisyon güçlerinin yaptığı her şeyi aynen yapacaktır, bundan kimsenin endişesi olmasın. Fakat burada bir şeyi de düzeltmem lazım, o da şudur; uluslararası medya Türkiye’yi IŞİD’e destek veren bir ülke olarak gösteriyor. Bu bir defa Türkiye’ye karşı çok ciddi bir haksızlıktır, adeta ihanettir. Türkiye, hiçbir zaman IŞİD gibi bir terör örgütüne destek vermemiştir, asla böyle bir desteğin yanında da olmamıştır. 1 milyon 600 bin insan oradaki terör saldırılarından, bombalardan kaçmıştır. Geldikleri yer Türkiye’dir. 1 milyon 600 bin insanı şu anda topraklarında barındıran biziz. Irak’tan 200 bin insan kaçmıştır, bizim topraklarımızdadır. 1 milyon 400 bin insan Suriye’den kaçmıştır, bizim topraklarımızdadır, bunlara biz bakıyoruz. Şu ana kadar 4,5 milyar dolar harcadık, dünyadan bize gelen destek 200 milyon dolardır. Bu gerçekleri lütfen görelim ve medya olarak da, köşe yazarları olarak da bunları değerlendirirken adil olalım” dedi.
TÜRKİYE’NİN AB SÜRECİ
Avrupa Birliği konusunda da Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransa’nın daha önce 5 fasılda Türkiye’ye karşı bir blokajı bulunduğunu hatırlatarak, “Ben bugün değerli mevkidaşımdan böyle bir müjdeyi özellikle almanın da beklentisi içerisindeyim. Gerçi kendileri bir ışık yaktılar ama bu ışık diyorum, biraz daha net olursa, flu olmasın. Net olsun ve Türkiye’ye ben bu müjdeyle gideyim, bunu özellikle istiyorum. Çünkü bunu geçmiş dönemde maalesef göremedik. Bloke edildi” dedi.
Türkiye’nin şu anda AB müktesebatına en hazır ülke olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle bazı bloke edilmiş fasıllar konusunda Türkiye’nin tüm hazırlıklarını yaptığını, bu fasılların rahatlıkla açılabileceğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fransa’nın daha önce bloke ettiği fasıllarla ilgili bir adım atılırsa, arkasından zaten hızla gelecektir diye düşünüyorum. 51 yıllık beklenti, kolay değil. Bu, 51 yıllık beklentiyi artık kıralım, aşalım ve Türkiye ile AB artık bütünleşsin istiyoruz” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 32., 33., 17. ve 15. fasılların görüşmelerin önündeki sıkıntılar olduğunu belirterek, bu engellerin aşılmasının sadece Türkiye ile Fransa arasındaki değil, tüm Avrupa Birliği ülkeleriyle dayanışmayı artıracağını kaydetti. Erdoğan, 23 ve 24. fasılların hazır hale geldiğini, bu adımları da süratle atılmasını istediklerini dile getirdi.
Fransa ile Türkiye arasındaki ticari ilişkileri de ileri noktalara taşıyacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Fransa’daki, Fransız yatırımcılarının da Türkiye’deki yatırımlarının ülkemiz için çok önem arz ettiğini vurguladı.
“IRAK’TA KATILIMCI BİR ORDU YOKTUR”
Irak’ta mevcut duruma da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle tamamladı: Irak’a gelince, Irak’ta maalesef katılımcı bir ordu yoktur. Şu anda Irak ordusu, sürekli kaçmaktadır ve kaçtıkça yerini de IŞİD’e teslim etmektedir. Ve Irak ordusu, yüzde yüze yakınının Şia’dan oluştuğu, Şia mezhebine mensup insanlardan oluşturduğu bir ordudur. Ve bakın şu anda asla olayların içerisine girmiyorlar. Musul’u bıraktılar, kaçtılar, kime IŞİD’e. Ve oradaki silahlar, şu anda bu örgütün elindeki silahlardır ve bu silahlarla işgal hareketini devam ettirmektedir. Aynı şekilde bakıyorsunuz, aşağıda bütün işgal altındaki illerde, ambarda, aynı durumu görüyorsunuz. Şu anda Sünniler, evlerine yurtlarına gelmek istiyorlar. Ama onların eğit donata ihtiyaçları var. Bu konuda Türkiye olarak biz hazırız. Tüm müttefiklerin, dostlarımızın da bu konuda müşterek hareket etmemiz halinde, her an bu adımları atabiliriz. Üç şey; uçuşa yasak bölge, güvenli bölge ve eğit donat. Bunların tümünü uygulamaya koyduğumuz andan itibaren Türkiye, bütün koalisyon güçlerinin yaptığı her şeyi aynen yapacaktır, bundan kimsenin endişesi olmasın.”
FRANSA CUMHURBAŞKANI HOLLANDE: “KOBANİ'DE DURUM NE OLURSA OLSUN ÖSO'YA DESTEK VERİLMELİ"
Fransa Cumhurbaşkanı Hollande ise yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir süredir Suriye ve Irak konusunu görüştüklerini belirterek, konunun daha iyi ele alınması için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Paris'e davet ettiğini söyledi.
Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, Türkiye'nin IŞİD'le mücadelede masaya koyduğu üç şartla ilgili "Türkiye ile yapacağımız iş birliği çerçevesinde uçuşa yasak bölge, güvenli bölge ve gerekli malzeme desteğinin sağlanması konusuna destek verilmesi gerektiğini düşünüyoruz" dedi.
Özgür Suriye Ordusu'na verdikleri desteği dile getiren Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, Suriye'de taşların yerine oturması için ÖSO'ya destek verilmesinin önemine işaret ederek "Kobani'de durum ne olursa olsun ÖSO'ya destek verilmeli. Sadece Kobani'de değil, Irak ve Suriye'de birçok bölgede aynı. Bu dramın sadece Kobani'de yaşanmadığını biliyoruz. Halep ve Şam gibi, Irak ve Suriye'de birçok kilit şehirde benzer şeyler yaşanıyor. Ama gerekenin yapılması konusunda Türkiye'ye desteğimiz tam” dedi.