15 Temmuz

 

10 Soruda FETÖ

 

 

 

“Parlamentoya Gelecek Tezkereye Göre Türkiye Gereken Adımları Atacaktır”

26.09.2014
“Parlamentoya Gelecek Tezkereye Göre Türkiye Gereken Adımları Atacaktır”

 

BM 69. Genel Kurulu’na katıldıktan sonra İstanbul’a dönen Cumhurbaşkanı Erdoğan, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Türkiye’nin bölgedeki terör olayları karşısında tavrının net olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye ve Irak’ta yaşanan savaşın binlerce insanın hayatına mâl olduğunu ve savaştan kaçan 1,5 milyon insanın ülkemizde misafir edildiğini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunmasız insanların öldürülmesine İslam’ın kesinlikle müsaade etmeyeceği vurgusu da yaptı. 

Birleşmiş Milletler 69. Genel Kurulu’na katılarak çeşitli temaslarda bulunduktan sonra İstanbul’a dönen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, açıklamasının ardından basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını cevapladı. 

“SINIRLARIMIZIN GÜVENLİĞİ İÇİN HER TÜRLÜ TEDBİRİ ALIYORUZ”

Bir basın mensubunun, “Hem Başkan Obama ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiniz, hem de yardımcısı Biden ile görüştünüz. Bu görüşmenin içeriğine ilişkin bizi bilgilendirebilir misiniz? Neler alındı ve özellikle IŞİD ile mücadelede atılacak adımlarda; Türkiye’nin bu konuda rolü ne olacak? Bunlar gündeme geldi mi? John Kerry de bir açıklama yapmıştı, ‘Türkiye en ön saflarda olacak’ demişti. Bunun anlamı nedir efendim?” şeklindeki sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “Tabii bölgede kritik bir dönemi yaşıyoruz. Kritik diyorum çünkü 1250 km yaklaşık sınırımız olan Suriye ve Irak’ta mevcut terör eylemleri, terör girişimleri karşısında ‘bizi ilgilendirmez’ veya ‘bize ne’ deme lüksümüz yok. Şu anda yaklaşık bir buçuk milyon sığınmacı bizim ülkemizde. Bir buçuk milyon sığınmacının Türkiye’ye gelmiş olduğu bir ortamda, biz hala ‘Bize ne diyebilir miyiz?’ Bunun bir yerden kesilmesi lazım. Kaldı ki atılan bu adımlarda, başta Suriye rejimi olmak üzere, bu zalim rejimden kaçanların sığındıkların bir başka zalim olmamalı. Böyle bir ortamla karşı karşıyasınız. Orada mazlum, mağdur durumda olanların savunucusu durumunda olan örgütler de var. Başta Özgür Suriye Ordusu olmak üzere, bunlar da orada bir mücadele veriyorlar. Bunun gibi benzer örgütler de var, onlar da bir mücadele veriyorlar. Dünyada maalesef 4 yıldır aklıselim hâkim olmadı bu konuda. 4 yıldır biz bunları seslendirdik ama hep yalnız kaldık. Şimdi ise durumun ne büyük felaket olduğu, özellikle bu IŞİD terör örgütünün Irak’a geçişi, Irak’ın üçte birini işgal etmesi ve bu olaylardan sonra, tabi Ezidilerin dağlara kaçması, Sünnilerin büyük ölçekte mesela Musul’u boşaltmış olmaları. Bunlar görünen gerçekler. Ve bütün bunlarla beraber bir de hakikaten çok acımasız devam eden ve bizim dinimiz İslam ile yakından uzaktan ilgisi alakası olmayan bir uygulamayı kabullenmek mümkün değil. Çünkü bizim dinimiz İslam, barışın dinidir. Kardeşliğin, birliğin ve beraberliğin dinidir. Savunmasız insanların öldürülmesine bizim dinimiz kesinlikle müsaade etmez. Burada ise acımasızca yapılan bu eylemler, bu vurgunlar, bizleri derinden yaralamaktadır. Ve bu tüm dünyada İslam’a ne yazık ki mâl edilmektedir, gölge düşürmektedir. Bizler, bir Müslüman olarak, elimizden ne geliyorsa bunu yapmamız lazım. Kaldı ki Hıristiyan dünyası, insanlığın vicdanını kanatan bu konuda, şu anda böyle bir adım atıyorsa, biz herhalde buna seyirci kalmayacağız. Kaldı ki olayın bir yerde tarafı olmaya namzediz. İşte 49 tane rehinemiz vardı. Baştan beri, onları sağ salim ülkemize getirmenin gayreti içerisindeyiz dedik. İçeriden ve dışarıdan birçok yakıştırma yapıldı. Hatırlayın o günleri, ‘Ne duruyorsunuz, ne yapacaksınız, neyi bekliyorsunuz?’ Biz bunları hep suskun geçirdik. Çünkü biz, lafın veya sözün tarafı değil, eylemin tarafı olmak durumundaydık. Hamdolsun, Rabbimizin de lütfuyla gerçekten Millî İstihbarat Teşkilatımızın uluslararası istihbarattaki bu üstün başarısıyla; ayrıca Dışişleri Bakanlığımız, Silahlı Kuvvetlerimiz, hep birlikte, siyasi iradenin ortaya koyduğu aklıselimle bu noktaya geldik. Şimdi bundan sonra atacağımız adımlar, bizim aynı felaketleri bir daha yaşamamamız için. Bir taraftan da sınırlarımızı güvence altına almalıyız. Onun için de atmamız gereken adımlarda, ana başlık olarak 3 başlık çok önemli. Bunlardan bir tanesi malum, uçuşa yasaklı bölgenin ilan edilmesi ve bu uçuşa yasaklı bölgenin güvence altına alınması. İki, güvenli bir bölgenin Suriye tarafından tesis edilmesi ve bu güvenli bölgede artık yapılanmanın nasıl olacağı konusunun da inşallah şu anda yapacağımız bir güvenlik üst kurulu toplantısıyla bunları enine boyuna zaten çalışmalar şu anda yürütülüyor. Üçüncüsü de eğit-donat anlayışıyla burada bu süreci kimlerle, nasıl yöneteceğiz? Yani bütün bunların içeriklerini görüşmek. Bu başlıklar tabii daha da çoğaltılabilir. Ve yaptığımız görüşmelerde de bunları ele aldık. Ve orada Başkan Sayın Obama ile bunu ele alma imkânım oldu. Ayrıca bu konuyu, Biden’ı göndermek suretiyle, çok geniş, etraflı bir şekilde ele alma imkânımız oldu. Tabii bunların detaylarını burada konuşacak değiliz. Bunları öncelikle Hükümetimizle ele alıp, orada değerlendirmesini yapacağız. Oralarda istişarelerimizi yapacağız. İstişarelerimizi yaptıktan sonra da atılacak adımları kamuoyuyla paylaşacağız.” 

IRAK MERKEZÎ HÜKÜMETİNİN TÜRKİYE İLE İSTİHBARAT PAYLAŞIMI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Irak merkezî hükümeti, AB ülkelerine yönelik bazı istihbarat bilgileri paylaşmıştı. Söz konusu hükümetten Türkiye’ye yönelik böyle bir istihbarat paylaşımı oldu mu efendim?” sorusuna da bütün bunların istihbarat teşkilatıyla paylaşılan bilgiler olduğunu belirterek, “Yani bunlar paylaşılmıyor, paylaşılmaz gibi bir yaklaşım yanlış olur. Millî İstihbarat Teşkilatımız bölgede bütün ülkelerle sağlıklı bir şekilde bu çalışmalarını sürdürüyor. Bundan kimsenin endişesi olmasın, zaten elde edilen başarı da bunun en güzel örneğidir” dedi. 

BÖLGEDEKİ TERÖR ÖRGÜTLERİNE KARŞI ORTAK MÜCADELE

Bir basın mensubunun, “Az önce, 4 yıl önce anlattığımızda yalnız kaldık dediniz. Esad’a karşı savaşan çeşitli gruplar vardı, dört yıl önce bunlar silahlandırıldı ve bu silahların bazıları şu an IŞİD’in elinde. Önümüzdeki süreçle ilgili olarak da bazı grupların yeniden silah sağlanması şeklinde bazı bilgiler konuşuluyor. Siz buna destek veriyor musunuz ve sizin özellikle Suriye rejimine karşı BM veya NATO ile birlikte bir ortak operasyon öneriniz oldu mu?” şeklindeki sorusuna da Cumhurbaşkanı Erdoğan şu sözlerle cevap verdi: “Bir defa dört yıl önce bu örgütlerin hemen hemen tamamına yakını yoktu zaten. Biliyorsunuz, bu örgütlerin doğduğu yer Irak’ta El Kaide. O zaman IŞİD, El Kaide’nin içerisinde olan bir örgüttü, daha yeni El Kaide’den kopmuştu. Ve Suriye’de palazlanmaya başladı, güç kazanmaya başladı. Her zaman bir ifadem vardır, terör veya terör örgütleri bataklığı sever, onların bataklığı nedir, ya iç savaşlardır ya bu tür terör esintilerinin olduğu ortamlardır. Onlar buradan palazlanırlar. Şunu da bilmeniz lazım değerli arkadaşlar, Suriye’de Amerika silahı olmaz; Suriye’de daha çok Rus silahı olur, oradan beslenir. Ama Irak’ta Maliki ordusu kaçtığı zaman, Maliki ordusunun kaçtığında orada da ne yazık ki Amerika’nın Maliki ordusuna vermiş olduğu silahlar, IŞİD’in eline geçti. Ve bunların içerisinde ağır silahlar var, hafif silahlar var vs. Bunu kendileri de kabul ediyorlar, bizim yanlışımız diyorlar. Böyle bir tablo ortada, bunların hepsinin değerlendirmesini kendileriyle yaptık. Öyle veya böyle daha sonra birçok irili ufaklı terör örgütleri türemeye başladı. Şu anda geldiğimiz nokta odur. Bütün bunlara karşı, Cidde’de 40 ülke bir araya geldi. O toplantıya biz de katıldık. Ve Dışişleri Bakanım, o toplantıda bizleri temsil etti ve o toplantıda hatırlarsanız, bizler insani yardım boyutunda burada müdahalede bulunabiliriz, ama işe fiili olarak katılamayız, dedik. Niçin? O günün şartı onu gerektiriyordu. Çünkü 49 Başkonsolosluk görevlimiz rehin durumdaydı. Şu anda tabi pozisyon değişti, bundan sonraki süreç daha farklı olacak. İşte bunları da Ankara’da yapacağımız çalışmada, biliyorsunuz ayın ikisinde tezkere Parlamentoya geliyor, orada görüşülecek. Ve tezkere, temenni ederim ki Parlamentodan geçtikten sonra atılması gereken adımlar ona göre atılacaktır. Bu tezkere tabi Silahlı Kuvvetlerimizi yetkilendirme tezkeresidir. Bir diğer adım, yine bu süreç içerisinde bizim güvenlik noktasındaki az önce söylediğim üç başlığı, çok daha güçlü hale getirmektir; bu adımları da süratle atacağız. Fakat BM Güvenlik Konseyi’nde toplantıyı yaptığımız gün, o 40 ülkenin katıldığı koalisyon oluşumuna destek 104’e çıktı. Belki bu sayı şimdi daha da artmış oldu. Yani 104 ülke, bu girişimi, şu anda destekliyor. Böyle bir durum söz konusu. Bu sayı daha da artabilir. Buna benim umudum var. Çünkü şu anda en karşı olanların dahi bu terör örgütlerine karşı mücadelede bulunma sözü verdiklerini, BM Güvenlik Konseyi’nde gördüm.”

Tüm Haberler