Değerli Basın Mensupları,
Değerli kardeşim İlham Aliyev ile 28 Ağustos’taki devir teslim töreninin hemen ardından, haftasında Azerbaycan’a yapmış olduğumuz bu ziyaretin gerek ikili olarak aramızda yaptığımız görüşmeler, gerek ardından yaptığımız heyetler arası görüşmelerle, ekonomik, ticari, kültürel, eğitim, dış politika; bütün bunları enine boyuna değerlendirme fırsatımız oldu.
Tabii, kardeşliğimizin zirve yaptığı en önemli konu, dış politikada malum Dağlık Karabağ konusudur. Ve bu konuyu yine her zaman olduğu gibi, gündemimizin en önemli maddesi olarak ele aldık, değerlendirdik. Ve bu konudaki bundan sonra atacağımız adımları yine aramızda aynı şekilde hem ikili hem heyetler arası görüşmede konuştuk.
Tabii, üzerinde hassasiyetle durduğumuz bir diğer önemli konu, enerji konusudur. Enerji ile ilgili olarak tabii TANAP, çok büyük önem arz etmektedir. Türkiye üzerinden Avrupa’ya gidecek olan bu enerji hattı, özellikle çok çok büyük bir önemi haiz. Bu Azerbaycan’ın özellikle enerjideki gücünü ortaya koyması bakımından çok önemli. Ve bir barış hattı olması bakımından çok çok önemli bir yatırım olarak görüyorum. Ve bundan dolayı da bu dayanışmamızın artık son safhasına geldik. İnşallah bu ayın 20’sinde Güney Kafkaslar Gaz Koridorunun temel atma töreni yapılacak. Yüksek düzeyli katılımların da olacağı bu temel atma töreniyle birlikte, bu adım atılıyor ve makineler de inşallah çalışmaya başlıyor. Türkiye tarafında yapılması gerekenler, büyük ölçüde bitmiş vaziyette. Azerbaycan tarafında aynı şekilde. Ve bununla birlikte artık süreç hızlanarak inşallah devam edecektir.
Tabii bu dayanışmamızın ardından farklı olarak buralarda belli sektörler, gerek inşaat noktasında, gerek boru sanayinde, bunlarda bir hareketlilik tabii ki meydana gelecektir. Ve Azerbaycan’ın özellikle son yıllardaki sıçraması, Azerbaycan’daki alt yapı ve üst yapıdaki gelişmeler, gerçekten dünyanın da hayranlıkla izlediği bir süreçtir. Bunda Değerli Kardeşimin iradesinin, ekibinin iradesinin hakikaten çok çok büyük bir önemi var. Ve ben de 11 yıllık Başbakanlığım döneminde olsun ve bundan sonraki süreçte olsun, o günden bugüne Azerbaycan’ın nereden nereye geldiğini görme bakımından mutluyum. Çünkü kardeş Azerbaycan’daki bu gelişmeler, bizi de ayrıca mutlu etmektedir, memnun etmektedir. Çünkü kardeşlerin güç kazanması, inanıyorum ki geleceğe umutla bakışımızı da arttırmaktadır.
Yine aynı şekilde, ticarette atacağımız adımlar noktasında belirlediğimiz hedeflerimiz var. İnşallah bu hedeflere de ulaşacağız, ki 15 milyar dolarlık bir hedefimiz var, bunu inşallah yakalayacağız. Bu iradenin de her iki tarafta olduğunu görüyoruz, biliyoruz. Ve bu noktada en ufak bir endişe söz konusu değil.
Tabii şimdi buradan NATO Zirvesi’ne gideceğiz. NATO Zirvesi’nde de özellikle bu Zirveye yönelik, geçmişten bugüne yapılan tüm toplantılarda, Azerbaycan’a yönelik verilen sözler var. Bu sözleri, tabii orada da gündeme getirmek suretiyle, bir an önce diğer ülkelere verilen sözler nasıl peyderpey yerine geliyorsa, Azerbaycan’a verilen sözlerin de yerine gelmesini ilgili ülkelerden tabii orada da isteyeceğiz. Bu artık bir iane değildir, bir lütuf değildir, bir haktır. Bunların yerine gelmesi gerekir. Bu konuda da kararlılığımızı özellikle ifade edeceğiz.
Ve yine ben özellikle birçok alan, ki bunların içinde tabii en hassası, işbirliği yapacağımız alanlar, Azerbaycan ile çok çok fazla. Ve bu konuları aramızda görüştük, heyetler arasında görüştük. Temenni ediyorum ki, bu kardeşliğimiz güçlenerek, dayanışma içerisinde geleceğe yürüsün.
Ve biz şunu biliyoruz: İki ayrı devlet, tek millet, bu tabii babanın da bugüne bir mirasıdır. Bunun da aynı şekilde yürümesi lazım.
Ben teşekkür ediyorum ve bundan sonra da yine bu birlikteliğimiz aynı kararlılıkla devam etsin.